Viroloji (diş hekimliği retrovirüsler eksik )

Virüs ve bakteri arası farklar

Büyüklük:  virüsler nm boyuttadır elektron mikroskopla görüldü. Bakteriler µm boyuttadır ışık mikroskopu ile görülür.

Genomik yapı: virüsler tek tip nükleik asit (RNA veya DNA), bakteriler  her ikisinide içerirler.

Metabolik aktivite: Virüslerde yok. Bakterilerde var.

Çoğalma: Virüs sadece canlı hücrede çoğalır. Bakteri canlı ve  yapay besi yerinde ürer. 

İnterferon virüs etkilenir, bakteri etkilenmez.

Hücre organelleri: virüslerde yoktur. bakteride var 

Antimikrobiyollere duyarlılık: bakteriler hücre yapılarının farklı bölgeleri üzerinden etkili olan antibakteriyellere duyarlıdır. Virüslerin yapıları bakterilere benzemediği için antibakteriyellereden etkilenmezler. virüsler kendi yapısal ve üreme özellikleri üzerinden etkileyen kendilerine özel antiviral olarak izimlendirilen anmikrobiyallere duyarlıdır. 

Antijenik özellik: Virüsler daha güçlü antijen içerir. Antikor yanıtları bakterilerden daha uzundur. 

Virüs partikülü:

Kapsomer: kapsidi meydana getiren protein birimleridir.

Virüslerin kapsit yapıları:

İkozahedral simetri:  Kübik simetride denir. Eşkenar üçgen şeklindeki 20 kapsomerlerin 12 köşe oluşturacak şekilde  birleşmesi ile oluşur.   

Helikal simetri: Helezon yapılıdırlar. Protein subünitleri nukleus etrafında bir eksen boyunca kıvrılarak boru şeklinde dizilmiştir. Bir nevi yay yada helezon oluştururlar. 

Komplex yapı : Belirgin bir simetri yapıları yoktur. Karmaşık farklı bir  yapı gösterir. 

Tuğlaya benzer görünümdedirler. (pox virüs).

Bu virüslerin kapsitleri ne sırf sarmal, ne sırf ikosahedraldir 

Nükleokapsid: genom ve kapsitten oluşur. sadece nükleokapsitten oluşan viruslara çıplak virüs= zarfsız virus adı verilir.

Zarf:  Lipit yapıdadır. Bu nedenle eter ve kloraforma duyarlıdır. Zarfda protein yapıları da  bulunur. 

Zarf proteinleri:  

1.Glikoproteinler: Zarf üzerinde dikensi çıkıntılar (pepl omer) dır. Konak hücreye tutunma ve içeri girmede rol alır. 

2. Matrix proteinleri: (M proteinleri): Glikoprotein çıkıntılarının taban kısmındadır. Konak hücreden çıkışında rol alır.  

Virüslerin fiziksel ve kimyasal etkenlere karşı duyarlılıkları 

Isı: Yüksek Isı protein deneturasyonu yaptığı için protein yapıda olan kapsiti bozar,  kapsit55-60 ºC de bir kaç dk da yıkılır. Zarflı virüslerde zarfın lipit yapısı nedeniyle zarflı ısıya daha çok duyarlıdır.

Soğuğa dayanıklıdırlar. Dondurularak saklanırlar.(-70-196 ºC ) da yıllarca canlı kalır.

Kimyasal etkenler: 

Lipit eritici maddeler: lipit eritici dezenfektanlar zarfın lipit yapısını bozar. zarflı virüslere çok etkilidir. 

İyonik çevre ve pH: izotonik çevre ve nötr pH tercih ederler. Bazıları asit ortama dayanabilir. 

Radyasyon: Ultraviyole, X ve gama ışınları nükleik asit yapıları bozar. 

Virüslerin sınıflandırılması

Nükleik asit tipine göre: DNA, RNA, Nükleik asitleri tek parça, parçacıklı, tek zincirli, çift zincirli, çembersel, çizgisel nükleik asit içerenler. 

Replikasyon stratejisine göre: pozitif polariteli: Paranteral RNA yı mRNA olarak kullananlar, negatif polariteli: mRNA sentezleyenler.

Enzimlerine göre: RNA, DNA polimeraz, revers transkriptaz (retrovirüsler), nöroaminidaz taşımalarına göre

Kapsomer yapısına göre, kozahedral simetrili, helikal simetrili. 

zarf varlığına göre:  zarflı zarfız virüsler gibi. 

Vucuda giriş yollarına göre: damlacıkla bulaşanlar, kanla bulaşanlar, fekal-oral bulaşanlar.

enfekte ettiği sisteme göre: solunum sistemi virüsleri, gastrointestinal sistem virüsleri gibi. 

Doku tropizmine göre: karaciğer enfeksiyonu yapanlar (hepatit virüsleri), döküntülü hastalık yapanlar gibi. 

Nükleik asitlerine göre örnekler: 

DNA virüslarına örnekler: Parvovirüs, Papavovirüs, Adenovirüs, Herpesvirüs, Poxvirüs, Hepadnavirüs.

RNA virüslarına örnekler: Picarnovirüs, Reovirüs, Arenavirüs, Togavirüs, Orthomyxovirüs, Paramyxovirüs, Rhabdovirüs, Retrovirüs, Arenavirüs, Bunyavirüs, Coronavirüs, Flavivirüs, Filovirüs.

Viral replikasyon 

Replikasyon aşamaları :

• Yapışma

• Penetrasyon (zarflı füzyon ile, zarfsız endositoz ile

• Soyunma (uncoating): Asidik endozom içinde

• Erken proteinlerin (genom sentez enzimlerinin) yapımı

  Viral genom sentezi

• Geç proteinlerin (peplomer ve kapsid) sentezi

 Toparlanma, giyinme (coating)

• Hücreden ayrılma

Replikasyon: virüslerin hücre içinde çoğalmasıdır.

Adsorbsiyon: Virüs endekste edeceği hücreni n üzerindeki kendine uygun reseptöre tutunur. 

Penetrasyon: Hücreyi içine girmesidir.

Kapsidin soyulması

Hücre içine giren virüsün kapsidi proteolitik enzimler tarafından parçalanır. Nükleik asidi serbest kalır. 

Bu döneme eklips dönemi denir. Bu dönemde virüsün enfeksiyon yapma yeteneği ortadan kalkar. 

Biyosentez 

Viral nükleik asit kapsitin biyosentezi.

Bu dönem DNA ve RNA virüsleri farklıdır.

Olgulaşan virüsun hücreden çıkışı

Zarfsız virüsler hücre çeperini parçalayıp dışarı çıkabilir, ekzositoz ile virüs yüklü vezüküller aracılığı ile dışarı atılabilir. Zarflı virüsler tomurcuklanma ile ayrılır. Zarflarını hücre membranlarından alırlar. 

Pozitif RNAlı virüslerde eşletme

RNA polimeraz enzimi içermeyip, ribozomlara giderek mRNA işlevi görürler. 

Ribozom tarafından okunan RNA, RNA polimeraz enzimi oluşturur. 

Negatif RNA lı virüslerde eşletme

Çıplak halde iken enfektif değildirler. RNA polimeraz enzimi taşırlar, mRNA işlevi göremezler.

Girdikleri hücrede esas virüsün karşıtı olan, ribozomlara giderek kapsid ve diğer proteinleri oluşturan mRNA moleküllerini oluştururlar. 

Retro virüs örneğinde eşletme

RNA ları mRNA görevi yapmaz. 

Revers transcryptase enzimi taşırlar. (RNA ya bağlı DNA polimeraz). Normal genetik kurallara göre RNA lar DNA dan oluşur. Retro virüslerde revers transkriptaz virüsün RNA sının karşıtı olan bir DNA molekülünü oluşturur. (tamamlayıcı= komplementer DNA). Oluşan DNA molekülüne provirüs denir.

 Provirüs konak hücre DNA sı ile birleşir mRNA ları sentezlenir. mRNA lar ribozomlara gider ve virüs için gereken proteinleri sentezletirler.

DNA virüslerinin eşletilmesi

1-Çekirdek içinde:2- Sitoplazma içinde

Çekirdek de eşletilenler:

Virüs DNA sı çekirdeğe yerleşir. Erken mesenger RNA sentezi için hücresel DNA’ya bağımlı RNA polimererazı kullanırlar.

Virüsün DNA sından ilk mRNA yı oluşur. DNA sının eşletilebilmesi için gerekli olan bazı protein ve enzimleri sentezletir.

DNA hızlı bir şekilde çoğalır. Aynı zamanda yeni bir mRNA oluşur. Yeni mRNA virüs kapsiti için gerekli proteinleri sentezletir. Kapsitler hücre çekirdeğine geçer. Oradaki DNA lar kapsidlerin içine yerleşerek tam virion oluşturur.

Pos virüsü hücre stoplazması içinde eşletilir.

Virüslerde görülebilen değişiklikler

 Mutasyon:  

Purin ve primidin bazları yerine geçen baz analogları. DNA’nın yapısını bozan maddeler. DNA bazlarını direkt olarak yerinden atan maddeler mutasyona neden olur.

Virüsler arası etkileşime bağlı genotipik değişiklikler.

Rekombinasyon olayı: Aynı hücrede bulunan iki aktif virüse ait nükleik asit parçalarının birleşmesi ile yeni bir virüs oluşabilir

Üretici reaktivasyon: İki inaktif virüsün genlerinin  karışımı ile yeni bir aktif virüs olmasıdır.

Özelliklerin kurtarılması: İnaktif bir virüsten  kopan DNA parçalarının, aktif virusa eklenmesi ile inaktif virüsün bazı özelliklerinin aktif virüste görülmesi. 

Genotipik olmayan değişiklikler.

Fenotipik karışma: İki virüsün üremesi esnasında birinin kapsitinin içine yanlışlıkla diğerinin genlerinin girmesidir. Yeni virüsün fenotipi ve geni farklıdır.  Yeni bir hücreye girdiğinde, gen kendi kapsülünü üretir.

Genotipik karışma: aynı kapsit içine iki farklı virüsün genomu girer. Virüs bir hücreyi enfekte ettiğinde her iki gene ait virüsler ayrı ayrı ürer. 

Tamamlayıcı etki: eksik virüslerin hücredeki diğer virüsten eksiklerini tamamlayarak aktif virüs haline dönüşmesidir. 

Arttırıcı etki: zayıf üreme özelliğinde olan iki virüsün birbirinin üreme özelliğini arttırmasıdır.

İnterferens: bir hücrede çoğalmakta olan bir virüsün aynı hücreye girecek ikinci virüsün girmesini önlemesidir. 

Viral patogenez.

Giren Virüsün Sayısı ve Virulansı

Hastalık oluşumu için, vücuda konağın savunma sistemini aşabilecek miktarda (yeterli sayıda) ve virülansta virüsün girmesi gereklidir.

Giriş Yolu, Hedef Organa Uzaklık

Virüsler hedef organ hücrelerindeki  kendilerine uygun olan reseptörlere tutunarak yerleşirler. Reseptör yoksa tutunma gerçekleşemez. 

Giriş yolu virüsü tutunabileceği reseptörü taşıyan hedef organa ulaştırabilmelidir. ör: hepatit virüsleri karaciğer hücrelerindeki reseptörler tutunurlar. giriş yolu bu organa ulaşabilmelerini sağlamalıdır. 

Uzaklık virüsün hedef organa ulaşım süresini etkiler. Örneğin kuduz virüsü bacaktan girdiyse hedef organ olan beyne koldan (ısırılma) girişe göre daha geç ulaşır. 

Konağın o virusa Karşı Bağışıklığı

Organizma virüs ile daha önce karşılaşmış ve bu virüse karşı immun sistem uyarılmış ise o virüsün yapacağı enfeksiyona karşı vücut dirençlidir. 

Genetik Özellikler

Bazı kişiler sık sık gripal enfeksiyon geçirirken, bazıları genetik özelliklerinden dolayı daha seyrek olarak bu hastalığa yakalanırlar. 

Beslenme

Dengeli beslenme immün sistemi güçlendiridiği için insanı viral enfeksiyonların oluşumuna karşı dirençli kılar.

Genel Durum

Virüs, insan bir hastalık geçirirken vücuta girerse, immün direncin kırık olması nedeniyle enfeksiyon oluşturma riski artırır. Sağlıklı iken hastalık oluşturamayacak virüsler hastalık oluşturabilir. 

Psikolojik Durum

Korku, heyecan, stres gibi faktörler savunma sistemini zayıflatır. 

Kötü Alışkanlıklar

Sigara, içki, ilaç bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklar da immün direnci düşürdüğü için enfeksiyon riskini artırırlar.

VİRAL ENFEKSİYON TİPLERİ

Üç türlü enfeksiyon oluşur. 

   1 – Belirtisiz enfeksiyon

   2 – Akut enfeksiyon

   3 – İnatçı viral enfeksiyon

Belirtisiz Enfeksiyon

Subklinik enfeksiyonlar olarak bilinir.  Bireyde virüs replikasyonu mevcutken  hastalık belirtileri yoktur. 

Virüsün türü, konağın immün durumu önemli faktörlerdir.  

Çocuklar, hepatit, kızamık, Kabakulak  gibi enfeksiyonları sıklıkla belirtisiz geçirir.

Akut Enfeksiyon

Hızlı gelişir. Klinik tipiktir. 

Prodromal dönem, akut hastalık ve iyileşme dönemlerini içeren klasik bir seyir mevcuttur.  

İnatçı Viral Enfeksiyon

Hastalığın süresi normalden daha uzundur.

Türleri:

Latent enfeksiyon

Kronik enfeksiyon

Yavaş enfeksiyon

Kronik Enfeksiyon

Akut enfeksiyona antikor oluşumu yetersizdir. Virüs yok edilemez, enfeksiyon aylar yıllarca uzar. Persistan enfeksiyon da denir. 

Latent Enfeksiyon

Bazı virüsler konağın immun yanıtına rağmen tamamen inaktive olmaz. Hiçbir belirti oluşturmaksızın hücre içinde yıllarca canlı olarak kalabilir. İmmün sistemin zayıfladığında aktif hale geçip tekrar hastalık oluştururlar. immün direncin düzelmesi ile tekrar latent hale geçerler. Ör: Herpes simplex virüs ve herpes labialis (uçuk).

Yavaş Enfeksiyon

Bazı akut enfeksiyon tamamen iyileşir. Ancak, komplikasyonları yıllar sonra görülür. Örnek Kızamık enfeksiyonu geçiren bazı kişilerde 20-25 yıl sonra Subakut Sklerozan Pan Encephalit gelişimi.

Enfeksiyonun oluşumu:

Primer patolojik etkileri içinde üredikleri hücreyi parçalayarak çevrelerindeki yeni hücreleri enfekte etmesi döngünün tekrarlaması ile oluşan doku hasarı. 

Bir çok virüs immün sistemin oluşum evrelerini, efektif fazını inhibe ederek vücuda zarar verir. (MHC moleküllerinin sentez inhibisyonu)

Bazıları aşırı yada hatalı ümmun cevaba neden olarak organların zarar görmesine neden olur. (sitokin fırtınası, oto immun reaksiyonlar)

Konak savunma sisteminden kaçış:

1. Antijenik değişiklikler: virüsün antijenik yapısı sıklıkla değişir. (influenza virüs) immün sistem onu tanıyamaz. 

2. Moleküler mimikri (taklid): vucudun antijenik yapılarını taklit eder. İmmun sistem vücut antijeni sanır cevap vermez. yada otoimmun bozukluklar ortaya çıkar. Ör: Coxsackie B virüsün antijenleri kalp kası antijenlerini taklit ettiği için  miyokardite neden olur.  

3. Konağın  immün sistemini baskılarlar. Ör: kızamık, HIV

4. İnterferon sentezini ve etkilerini inhibe ederler.

5. Hücre erimesine neden olan kompleman sistemini devre dışı bırakırlar.

6. Bazı virüsler içinde üredikleri konak hücrenin immün sistem hüceleri tarafından öldürmesini engelleyecek maddeler salgılar. örneğin immün sistemin sitokinlerine karşı konak hücreyi koruyan moleküller sentezlerler. 

Nötralizan antikorlara karşı koyacak tipte glikoproteinler üretir.

7. Bazı DNA virüsler kendi replikasyonunu engelleyerek hücre içinde kalma sürelerini uzatır. Ya transkripsiyonları için gerekli mekanizmadan yoksundur yada replikasyonunu süperse eden genetik kodlara sahiptir.

Ör: Herkes simpleks virüs nöronlarda latent kalır. Nöronlar erken viral genlerin transkripsiyonu için gereken faktörleri içermezler. Stres, uykusuzluk gibi durumlarda viral replikasyon aktive edilir.

Ayrıca virüslerin uzun süre latent kalması onkojenik değişimlere de neden olabilir

8. Hücre üremesindeki denge önemlidir. 

Bazı virüsler hücre üremesini baskılayan p53 ve retinoblastom gen ürünleri (Rb proteinleri) inibe eder ve onkoproteinlerin sentezini artırırlar. Apoptozis ve hücre siklüsünü önleyerek onkojen etki oluştururlar. 

Ör: adenovirüs, insan papillomavirusu

Viral tanı ve kontrol

Doç Dr. Latife İşeri

Virüsün üretilmesi(izolasyonu)

Enfeksiyonlarda etkenin üzolasyonu tanı açısından çok önemlidir Ancak viral enfeksiyonların tanısında genelde kültür yöntemleri kullanılmaz. Çünkü bu enfeksiyonlarda virusu üretmek oldukça zordur. 

Virusların üremesi ve tanı belirtilerinin ortaya çıkması zaman alır. 

Virüsler yapay besiyerlerinde üreyemez, embrionlu yumurta, canlı deney hayvanları ve hücre kültürlerinde üretilerek izole edilebilirler.  

Örnek virüsün bol olduğu akut dönemde alınmalı özel yöntemlerle laboratuvara gönderilmelidir. 

Farklı viruslar farklı hücre kültürü gerektirebilir. Hastalık etkeni olarak tahmin ettiğiniz virusun hangi hücre kültüründe iyi ürediğini bilmeniz ve onu tercih etmeniz gereklidir. 

Viral tanıda daha çok kullanılan yöntemler  serolojik ve moleküler yöntemlerdir. 

Virusun tiplendirilmesi ve kesin viral tanının konulması için özgül antikorlar kullanılarak yapılan bir çok test yöntemi vardır. 

Elektron mikroskopi

Duyarlılığı düşüktür. Virüsün saptanabilmesi için örneğin mililitresinde yaklaşık 106 viral partikül bulunmalıdır. Rutinde kullanılmaz. 

İmmün-elektron mikroskopi: Mikroskopta incelenecek örneğe virüse özgü antikorlar eklenir. Viral partikül kümelenir. Tanı daha kolay hale gelir.

Histoloji/Sitoloji

Direkt boyalı mikroskopik inceleme: sitopatik etki oluşturan virüslerde hücre erimeleri, balonlaşmalar, vakuol oluşumu, sinsitya oluşumu gibi morfolojik değişimleri ve inklüzyon cisimcikleri ışık mikroskobunda incelenir. 

İnklüzyon cisimciklerine örnekler

SEROLOJİK YÖNTEMLER

Mikroorganizmaların insanda immün yanıt mekanizmalarını uyaran ve immün yanıt ürünleriyle reaksiyona giren her bir kimyasal yapısına antijen denir.

Bu antijenik yapıların uyarısı ile vucudun bunlara karşı oluşturduğu, onlarla birleşen yapılarına ise antikor denir.  

Serolojik testler invitro antijen-antikor birleşmesi mekanizmasına dayanan immünolojik temelli yöntemlerdir.  

Mikrobiyal antijenlerin saptanması

Mikroorganizmalarda kendi türüne spesifik antijenler bulunur. işte bu spesitif antijenik yapılar araştırılarak hastalık etkeni olan virüsün hangi virüs olduğu serolojik testlerle saptanamaya çalışılır. 

Örnekten virusun antijeninin varlığı araştırılıyorsa o antijene karşı oluşmuş bilinen bir antikor kullanılır. Eğer antijen antikorla birleşirse etken tahmin edilen virustur. Birleşmezse değildir. 

Yada örnekten virusa karşı oluşan antikor araştırılabilir. Eğer hastalık etkeni tahmin ettiğimiz bir virus ise vucut o virusa karşı bir antikor oluşturmuştur. Biz tahmin ettiğimiz virusun antijenleri ile hasta örneğini karşılaştırdığımızda antijenimiz kendine karşı oluşmuş antikor varsa onunla birleşir  etken tanınmış olur. Birleşme olmazsa etken tahmin edilen değildir.  

Etkene özgül antikorların saptanması

Etkene özgül antikorların saptanması, şu amaçlar için kullanılabilir: 

1. Viral enfeksiyon etkeninin tanısı: virusa spesifik antikorlarla araştırılır.

2. Enfeksiyon seyrinin takibi (akut enfeksiyon, kronikleşme yada iyileşme olup olmadığı). Virusa spesifik antikor türleri IgM ve IgG ler araştırılarak saptanır. 

Akut enfeksiyonlarda IgM, geçirilmiş enfeksiyon döneminde IgG yüksektir. Ayrıca belirli aralıklarla antikor miktarı (titresi) ölçülerek hastalığın hangi aşamada olduğu tedaviye cevap verip vermediği araştırılabilir. 

Viral Nükleik Asitlerin Saptanması

Moleküler amplifikasyon yöntemleridir. 

Virolojik tanıda kalitatif ve kantitatif sonuçlar alınmasını sağlayan ve hızla gelişen bir tanı türüdür.

PCR(polimer zincir reaksizyonu): örnekte az miktarda  bulunan viral nükleik asitin (DNA veya RNA) miktarının artırılması amaçlanır.

virüsün çoğaltılması istenen özgül DNA segmenti yaklaşık 20 bazlık özgül nükleotid dizileri (primerler) kullanılarak çoğaltılır.

Sonuç etidyum bromidle boyanarak agaroz jel elektroforezde yürütülür. Spesifik DNA bantı saptanabilir.

Moleküler yöntemler klinik örneklerden etkeni saptamanın yanısıra, ilaç direncine yol açan mutasyonlar araştırılarak antiviral ilaç direncini saptamak için de kullanılabilir. 

korunma

Viral enfeksiyonlardan korunmanın esas prensibi; etkenin bulaşma zincirinin kırılmasıdır.

Günümüzde viral hastalıklarla mücadelede kullanılan başlıca yöntemler;

1- Hijyen-Dezenfeksiyon)

2- İmmunizasyon (Aktif veya Pasif) 

3- Karantina

4- hayvanlar aracılığıyla bulaşan hastalıklar için imha etme

Bulaş yolları besinler direkt temas gibi yollarla olan viral enfeksiyonlardan korunmada uygulanabilecek önemli bir bir yöntem hijyendir. 

Hasta yataklarının temizlenmesi ortak kullanılan malzemelerin sterilizasyonu dezenfeksiyonu.

Hekim ve sağlık personelinin el yıkama alışkanlığı kazanması

Kişisel olarak bireylerin sık sık el yıkama alışkanlığı kazanması. 

Toplumsal hijyen kurallarına uyulması: besin maddelerinin hijyenik koşullarda hazırlanması, kullanılan eşyaların temizliği gibi.

İmmunizasyon 

Viral enfeksiyonlardan çevre kontrolü ile  korunmak zordur. 

Solunum yolu, oral ve intestinal yollar, yakın temas kan transfüzyonu, gibi bir çok bulaş yolu mevcuttur. Kişinin korunması için bu yolların kontrolu oldukça zordur. Dolayısı ile konağın immunizasyon ile korunmasını önemlidir. 

Aktif immunizasyon: aşılarla sağlanır. Hastalık oluşmadan kişinin aşılanması

Pasif immunizasyon: Koruma, virusa karşı özgül antikorları yüksek titrede içeren serumlarla (Tip spesifik hiperimmun serumlar) sağlanmaktadır. 

Karantina 

Bulaşıcılığı yüksek olan salgınlara neden olabilecek hastalıklarda hastaların çevre ve diğer insanlarla temasının önlenmesi temeline dayanır. Hasta yada hastaların olduğu bölgeye giriş çıkış yasaklanır. Yalnızca sağlık görevlileri gerekli korunma önlemlerini alarak girebilir. 

İmha 

Hastalığa neden olan bir hayvan grubu ise o gruptaki riskli tüm hayvanların imhasının sağlanması olayıdır. Kuş gribinde etkeni taşıma riskine sahip kontrolsüz riskli tavukların yok edilmesi gibi.

Ortomiksoviruslar 

İnfluenza virüsleri

Ortomiksovirus ailesinin tek üyesidir.

Kapsiti helikal simentrili ve zarflı virüstür. 

Çekirdekte sentezlenen, segmentli, negatif polariteli RNA virüsüdür.

mRNA sentezi için RNA’ya bağımlı RNA polimeraz enzimi taşır.

İnfluenza A: pandemi(tüm dünyayı kapsayan salgınlar) yapar. Milyonlarca insanın ölümüne neden olan pandemileri 10-20 yılda bir görülür. Ancak birçok ülkede görülen büyük salgınları her yıl ortaya çıkar. 

İnfluenza B: Büyük influenza salgınları yapar. İnfluenza A kadar sık değildir. 

İnfluenza C: orta şiddetli solunum yolu enfeksiyonu yapar. Salgın yapmaz. 

Virus zarfı üzerinde %80’i Hemaglütinin (H) ve %20’si Nöraminidaz (N) dan oluşan  2 tip yüzey glikoproteini (peplomer) vardır. 

 Hemoaglütinin:

 virüsün hücre yüzeyindeki reseptörlere bağlanmada rol alır.

Eritrositlerin yüzeyine bağlanarak onu aglütüne eder. 

Nötralize edici antikorların hedefidir.

Hemoaglütinasyon inhibisyon denen testlerin temelini oluşturur. 

Hemoaglütünasyon inhibisyon testi:

Hastanın serumu üzerine önce virüs, sonra eritrosit eklenir. Serumda virusun hemoaglütinine karşı spesifik antikor varsa, antikorlar virusun hemoaglütüninleri nötralize eder. Eritrositler bağlanamaz. Nokta şeklinde tüpün dibinde birikir. 

Serumda antikor yoksa, hemoaglutininler nötralize olamaz, eritrositler ile birleşir ve tüpün dibine dantela şeklinde kümeleşir. 

Nöraminidaz:  

Hücreden virusun çıkışında nöramik asidi (sialik asit) parçalayarak mukus tabakasını yıkar. Yaralı mukozada virusun yayılım şansı artar. 

Antijenik değişiklikler 

ANTİJENİK SHİFT

•   H veya N proteinlerini sentezleyen gen bölgesinde segmentlerin yeniden karılmasına dayalı büyük değişikliklere antijenik şift (antijen kayması) denir. Pandemilere yol açar.

H ve N proteinlerini sentezleyen gen bölgesinde nokta mutasyonlar sonucu küçük değişikliklere antijenik drift (antijen sapması) denir ve lokal epidemilere (küçük salgınlara) neden olur. 

Antijenleri:

1. İç ribonükleoproteinler: gruba özgüdür. A;B;C virusların ayrımını sağlar. Bunlara karşı gelişen antikorlar infektiviteyi yok etmez. 

2. Hemoaglutinine (H) karşı gelişen antikor infektiviteyi (nötralizandır) yok eder. 

Hayvanların influenza A virusu insan boğazını enfekte ederse onun genleri ile insan influenza virusu arasında antijenik shift oluşabilir. Yeni virus pandemi yapabilir.

İnfluenza viruslarda adlandırma.

Grup / izole edildiği yer / yılı / (H tipi ve N tipi). 

Örnek: İnfluenza A/Filipinler/82/(H3N2)

Kuş gribi salgını: 

influenza A:Hongkong: 1997: H5N1, kuş ve tavuklardan insanlara da bulaşarak insan ölümlerine neden olmuştur. 

Domuz gribi salgını etkeni olan influenza A: H1N1 virusu enfeksiyonları 2009 salgınından bu güne antijenik değişiklik göstererek devam etmektedir. 

Replikasyonu 

Hemoaglütininleri ile hücre yüzeyindeki sialik asit reseptörlerine tutunur. 

Vezikül ile stoplazmaya geçer.

Virusun RNA’sı hücrenin çekirdeğinde sentezlenir.

Virusun RNA polimerazı mRNA ları sentezletir. 

mRNA karın bir kısmı çekirdekte negatif ipçikli RNA’için kalıp görevi görürken diğer kısmı ribozomlarda kapsit proteinlerinin sentezini sağlarlar. 

Genom stoplazmada kapsit içine girer 

Hemoaglütinin ve nöraminidazlar sentezlenerek konak hücrenin hücre zarına yerleşir.

Virus hücre zarının bu bölgesinden zarfını alarak tomurcuklanma yoluyla dışarı salınır. 

Bulaş epidemiyoloji

Damlacıkla bulaşır.

Patogenez

Solunum yolu enfeksiyonu yapar. 

Virusun nöraminidazı mukus tabakasını parçalar. 

Solunum epitelinde nekrozlar oluşabilir. 

Dollaşımdaki sitokinlere bağlı kas ağrıları vardır. 

Bağışıklık 

Çoğunlukla sekretuvar IgA ya bağlı.

IgG daha az oluşur.

Tc hücreleri koruyuculukta etkilidir.

Klinik bulgular

Kuluçka süresi 24-48 saattir. Ateş öksürük baş ağrısı, şiddetli kas ağrıları görülür.  4- 7 günde kendiliğinden geçer. 

Komplikasyon: 

S. aureus gibi bakterilerin eklenmesi ile gelişen sekonder enfeksiyon pnomoni.

Rye sendromu: ateşi düşürmek için verilen aspirin kaynaklı, Ensefalopati ve karaciğer dejenereasyonu.  

Tanı 

Tipik klinik bulgular. 

Burun boğaz sürüntüsü veya çalkantı suyu, balgam örneklerinden hücre kültürü direkt floresan antikor testi, polimeraz zincir reaksiyonu(PCR) ile araştırılabilir. 

Serumda antikor ve antikor titresinde artış araştırılabilir.

hızlı antijen testler vardır.

Tedavi 

genelde kendiliğinden geçer. hastalığın kötü seyrettiği durumlarda: 

Amantadin:  Sadece A ya etkili. Konak hücreye tutunmasını ve içeri girdikten sonra soyunmasını önler. 

zanamivir and oseltamivir  virus salınımını inhibe eder. Nöraminidaz inhibitörü. Hem A hem B ye etkili.

Korunma 

Aşı:

 Ölü aşı: her yıl tekrarlanır. koruyuculuğu düşüktür. son dönemlerde görülen salgın etkenlerini içerir. Kas içi uygulanır.

Canlı aşı: buruna püskürtülür. 

HERPESVİRUS

 HERPESVİRİDAE  AİLESİ

Zarflı, ikozahedral simetrili, çift iplikli DNA virusu. 

  • 100’e yakın virüs içerir, 8 tanesi insanlarda hastalık oluşturur.

Sınıflandırılmaları

  • Herpesvirüsler biyolojik özelliklerine göre 3 alt aileye ayrılırlar.
  • Alpha herpesvirus
  • Beta herpesvirus
  • Gama herpesvirus.

Alpha herpesviruslar

  • Sitolitik özelliktedirler ve hızlı ürerler.
  • Primer enfeksiyonu takiben nöronlarda latent enfeksiyon oluştururlar. 
  • Herpes simplex tip 1
  • Herpes simplex tip 2, 
  • Varicella- Zoster 

Beta herpesviruslar

  • Bu grupta tek patojen Cytomegalovirusdur. 
  • Yavaş ürerler. 
  • Latent enfeksiyon bölgesi salgı bezlerinde ve böbreklerdir.

Gaman herpesviruslar

  • Latent enfeksiyon: lenfoid dokular. 
  • Patojen olanlar:
  • Epstein – Barr virüsü,
  • Human Herpesvirus 6, 
  • Human Herpesvirus 7 
  • Human Herpesvirus 8

Üreme Özellikleri

  • Zarf glikoproteinleri ile konak hücre yüzeyine tutunan herpes virusların nükleokapsidi, viral zarf ile hücre membranı arasında oluşan füzyon sonucu hücre içine girer.
  • DNA stoplazmada serbest hale geçtikten sonra hücre nükleusuna taşınarak replikasyonunu başlatır. 
  • Nükleokapsid nükleusta oluşur ve virus nükleus membranından tomurcuklanarak zarfını alır. Sitoplazmaya geçer ve burada birikir. Virüsler konak hücreyi parçalayarak dışarı çıkar. 
  • Bu tür enfeksiyona produktif (üretken) tip enfeksiyon denir. 
  • Bazen virusun nükleik asiti, hücrenin nükleik asidi ile birleşir ve sabit kalır. Bu durumda virus dışarı çıkamaz ve hücre içerisinde latent kalır. Bu duruma non produktif tip enfeksiyon (latent enfeksiyon) adı verilir. 

   HERPES SİMPLEX VİRÜSLERİ ( HSV )

  • Alfa herpesvirinae alt ailesindedir.
  • HSV tip 1: genellikle ağız ve yüz bölgesinde enfeksiyon yapar.
  • HSV tip 2: H.simplex tip 2 ise genellikle  genital sistemde enfeksiyon oluşturur. İntrauterin ve doğum sonrası enfeksiyonlara ve anomalilere yol açar.  

Patogenez 

  • Primer enfeksiyon: virus giriş bölgesinde ilk üremeyi yapar takiben bölgesel lenf düğümlerine ulaşır orada da üremeye devam ederler. 
  • Latent enfeksiyon: Primer enfeksiyonu takiben nöronlara ve sinir gangliyonlarına ulaşıp orada üremesine devam eden virus burada yerleşerek latent kalır. 

Patogenez

  • Latent haldeyken viruslar hastalık oluşturmaksızın minimum düzeyde canlılıklarını devam ettirirler. Stres, korku, heyecan, immun sistemin baskılanması gibi durumlarda tekrar aktive olarak tekrarlayan enfeksiyonlar yapar.   
  • Bulaş 
  • Herpes simplex tip 1(HSV 1): damlacıklar ve tükrükle virus deri ve mukozaya ulaşır. Buradan yayılımla enfeksiyon oluşturur. Trigeminal ganglionda latent infeksiyon yapar 
  • Primer enfeksiyon 6. aydan itibaren anneden gelen antikorların kaybolması ile görülmeye başlar. Toplumda çok yaygındır. 
  • Herpes simplex tip 2 (HSV2): genelde cinsel ilişki ile bulaşır. Cinsel organlara yerleşir. Enfeksiyon geçirme yaşı cinsel olgunluk dönemidir. 
  • Primer enfeksiyonu takiben virüs sakral gangliyonlara yerleşir ve latent hale geçer. 
  • Lezyonlar vezikülün şeklinde (içi sıvı dolu lezyonlar) başlar zamanla ülserleşir. 
  • Bölgenin duyu sinirleri de tutulduğu için sızlama, karıncalanma, yanma, kaşıntı olaya eşlik eder. 
  • Lezyonlar 7- 10 günde iz bırakmadan kendiliğinden iyileşir.
  • Vezikül sıvısı incelendiğinde epitel hücreleri, lökositler ve dev hücreler görülür. 

Hastalıkları 

  • Primer enfeksiyonlar:
  • Primer enfeksiyonların büyük çoğunluğu asemptomatik seyreder. inkübasyon 2-7 gün gibi kısa sürer. 
  • Bu durumda hastalığın tanısı kanda antikorların araştırılması ile anlaşılabilir. 
  • Primer enfeksyino takiben latent enfeksiyon gelişir.  
  • Orofaringeal Enfeksiyonlar
  • Etken HSV tip1 dir. 
  • 1-5 yaşda sık görülür. 2-3 haftada kendiliğinden iyileşir. 
  • Ağız boşluğunda, damakta, diş etlerinde veziküler lezyonlar vardır. 
  • Olaya yanak ve diş etlerinin birlikte enfeksiyonu eşlik ederse gingivostomatit oluşur.  
  • Çocuklarda veziküler ülseratif lezyonlara ilaveten, ateş, boğaz ağrısı, submandibular lenfadenopati, ödem ve kırgınlık görülür. 
  • Keratokonjuktivit 
  • HSV tip 1: Direkt konjuktivaya virusun ulaşmasıyla primer olarak, ya da çevre dokuların enfeksiyonlarından göze yayılımla oluşur. 
  • HSV Tip 2 : doğum sırasında enfekte doğum kanalından bebeğe bulaşarak yenidoğanda enfeksiyon oluşturur.  Daha ağır seyreder. 
  • Sıklıkla blefarit, folliküler konjuktivit tablosu görülür. Nadiren keratitten ülsere kadar ilerleyebilir.
  • Genital Enfeksiyon 
  • Etken HSV tip 2 
  • Peniste, serviks, vulva, vagina ve perianal bölgede ağrılı, ülseratif veziküllerle karakterizedir. Yanma ve kaşınma ile başlar, ateş, disüri, kırgınlık ve inquinal lenfadenopati gelişir. Berrak üretral akıntı ve ağrılı idrar yapma gözlenir.
  • 3 haftada kendiliğinden iyileşir. 
  • Deri Enfeksiyonları 
  • Travmatik herpes: derinin yaralanması, ya da travma sonucu HSV tip 1 ve tip 2nin yerleşmesi ile oluşan hastalıktır. Diş hekimleri ve hastane personelinde sık görülür.
  • Egzema herpetikum: egzema ve yanıklarda tip 1 virüslerinın yerleşmesi ile olaya herpes enfeksiyonun eklenmesi şeklindedir.  
  • Herpetik dolama: HSV1 in parmak ve tırnakta yaptığı enfeksiyondur. 
  • Sinir Sistemi Enfeksiyonları
  • Genellikle H.simplex tip 1 ile oluşur. Doğum kanalından bulaşa bağlı tip 2  ile de oluşabilir. 
  • Genellikle ensefalit şeklindedir. Menejit nadir görülür. 
  • Ölüm oranı yüksektir.

HSV 1 Enfeksiyonuna Bağlı Beyin Nekrozu

  • Neonatal Enfeksiyonlar
  • Doğum kanalından geçişe bağlı olarak H. simplex tip 2 ile oluşur.
  • Doğum sonrası  enfeksiyonlarda etken tip 1 ve/veya tip 2’dir. 
  • Lokalize, hafif yada ensefalit ve çoklu organ tutulumu ile ağır seyredebilir.
  • Tekrarlayan H.simplex Enfeksiyonları 

Latent enfeksiyonların aktive olması şeklindedir. 

  • Herpes Labialis ( Uçuk ) 
  • Deri ve mukozaların birleştiği dudak ve burun kenarında oluşur. Kızartı ile başlar, veziküle dönüşür, vezikülün patlamasıyla ağrılı ülserasyonlar meydana gelir. Kendiliğinden iyileşir. 
  • Göz Enkeksiyonları 
  • Göz travması ya da kornea transplantasyonu sırasında oluşur. 
  • Korneada ülserasyonlar, retinit ve iridosiklit tablosu görülür. Latent bulunduğu sinir gangliyonundan virus korneaya trigeminal sinirin oftalmik koluyla ulaşır. 
  • Herpetik keratit başlıca körlük nedenleri arasındadır.
  • İmmun direnci baskılanmış kişilerde enfeksiyonlar 
  • Organ nakli ya da AIDS gibi hastalıklarda latent virusların aktivasyonu ile oluşan reenfeksiyonlardır. 
  • Deri döküntüleri, solunum yolları enfeksiyonları, gastrointestinal sistem enfeksiyonları, yaygın enfeksiyonlar ve hepatit oluşabilir.

immünizasyon

  • Tip 1 enfeksiyonlarına 6 ay – 2 yaş arasında sık rastlanır. 
  • Yaşamın ilk 6 ayında anneden geçen antikorlar bebeği korur. 
  • IgM, IgG ve IgA antikorları oluşur.
  • IgM 3-4 ayda kaybolur. IgG ömür boyu devam eder.
  • Antikor varlığına rağmen enfeksiyon latent safhaya geçer ve reenfeksiyonlar oluşturabilir. Antikor varlığı bunu engelleyemez ancak hastalığın sıklığını azaltabilirler. 

Laboratuvar Tanısı 

  • Veziküler lezyonlardan alınan örnekler, boğaz çalkantı suyu, BOS, tükrük incelenebilir. 
  • Serolojik testler, mikroskobi, virüs İzolasyonu yapılabilir. 
  • Örnekler duyarlı hücre kültürleri ve embriyonlu yumurtaya ekilir. 2-3 günde CPE yaparak ürer.
  • Mikroskobik İnceleme: Lezyonların tabanından kazıntı ya da sürüntü örnekleri alınıp ışık mikroskobunda incelendiğinde, çok çekirdekli dev hücreler ve intranükleer inklüzyon cisimcikleri gözlenir. 
  • Bu örneklerde, immünfloresan yöntemle floresan mikroskopda viral antijenler incelenebilir. 
  • Elektron mikroskobu ile virüsün kendisi gözlemlenir. 
  • Seroloji:IgG ve IgM antikorları araştırılır. 
  • Toplumda yetişkinlerde % 90- 100 oranlarda antikor pozitifliği bulunur.
  • IgM akut enfeksiyonu, IgG antikorları geçirilmiş enfeksiyonu gösterir. 
  • İki hafta arayla alınan kan örneklerinde 4 kat antikor titresinde artış önemlidir. 

Epidemiyoloji

  • HSV enfeksiyonları tüm dünyada yaygın olarak görülmektedir. 
  • Bulaşta doğal kaynak insandır. 

VARİCELLA – ZOSTER VİRÜSÜ (VZV)

  • Varicella – Zoster virüsü ( VZV ), Alpha herpesvirus ailesindendir.
  • Çocuklarda suçiçeği,büyüklerde ise Zona Zoster yapar.
  • Su Çiçeği (Varicella)
  • Damlacıkla bulaşır. 
  • Üst solunum yolu yada konjonktivada  primer üremeyi takiben viremi yapar. Karaciğer, dalak ve retiküloendoteliyal sisteme ulaşır. İkinci viremisini yaparak deri ve mukozalara ulaşır. 
  • İnkübasyon süresi 4-21 gündür.
  • Ateş halsizlikle başlar. Kısa süre sonra vücuttan boyun, yüz ve ekstremitelere yayılan döküntüler görülür. 
  • Makul ve papül şeklinde başlayıp veziküle dönüşür. 
  • İyileşme döneminde kuruyan veziküller iz bırakmadan kabuklanıp dökülerek iyileşir. 
  • Bir döküntünün başlayıp bitmesi, ortalama 48 saat sürer. Ancak tüm döküntüler aynı anda başlayıp aynı anda bitmediğinden tam iyileşme 8 – 10 gün devam eder. 
  • Veziküllerin büyümesiyle varicella bülloza, içerisine kan sızması ile varicella hemorajika, bakteri kontaminasyonu ile varicella gangrenoza oluşabilir.
  • Gebelik döneminde su çiçeği geçirilmesi durumunda anomalili doğumlar ve düşükler oluşabilir. 
  • Suçiçeği Komplikasyonları 
  • Çocuklukta çoğunluğu sekelsiz bir şekilde iyileşir. 
  • Staphylococcus aureus ve beta hemolitik streptokoklara bağlı sekonder bakteriyel enfeksiyon gelişebilir.
  • İleri yaşlarda: ağır seyreder, pnömoni, serebellar ataksi ve ensefalit komplikasyonlar görülebilir. 
  • Reye (rye)sendromu olgularının % 10’u  Varicella virüsü ile bağlantılıdır.(su çiçeğinde aspirin kullanımı).
  • Gebeliğin özellikle ilk üç ayında geçiren annelerin bebeklerinde kongenital anomaliler görülebilir. 
  • Zona (Herpes Zoster): 
  • Su çiçeği enfeksiyonunundan sonra virus duyu sinir gangliyonlarında latent hale geçerse, ileri yaşlarda vücudun direncinin düşüren durumlarda aktive olur. Duyu sinirlerinde ve duyu sinir gangliyonlarında şiddetli ağrı ve sinirin innerve alanındaki deride içi sıvı dolu veziküller ile seyreden zona hastalığını oluşturur. 
  • Zona hastalığındaki döküntüler görünüm yönünden su çiçeğindekine benzer. 
  • Su çiçeğinden farkı, bir bölgede lokalize olması ve oldukça ağrılı seyretmesidir. 

Zona Hastalığında Klinik Görünüm

Zona Komplikasyonları

  • En önemli komplikasyonu lezyonlar iyileştikten sonra aylarca devam eden post herpetik nevraljidir.
  • Sinir tutulumlarına bağlı çeşitli kas gruplarında felçler gelişebilir.
  • Ensefalit ve myelit tablosu ortaya çıkabilir.
  • Görme sinirinin etkilenirse Herpes Zoster oftalmicus gelişebilir. 

Laboratuvar Tanısı 

  • Virüs İzolasyonu ve İdentifikasyonu
  • Mikroskobik İnceleme
  • Serolojik İnceleme

Epidemiyoloji

  • Çocukluk çağı hastalığıdır. Erişkinlerin % 90’ında antikor pozitifliği vardır. Tüm dünyada yaygındır. 
  • Suçiçeği kalıcı bağışıklık bırakır. Ömür boyunca bir kez geçirilir. Zona tekrarlar.
  • Döküntülerin görülmesinden 2 gün önceden, 5 gün sonraya kadar bulaştırıcıdır. 

CYTOMEGALOVİRUS ( CMV )

  • Beta herpesvirus ailesindedir. 
  • İnsanlarda enfeksiyon oluşturur. 
  • Enfekte olan hücrelerde aşırı genişleme ve inklüzyon cisimciği oluşumu nedeni ile oluşturduğu hastalığa sitomegalik inklüzyon hastalığı denir.
  • Sitomegalik inklüzyon hastalığı, intrauterin hayatta veya doğumdan sonra küçük çocuklarda görülen genel enfeksiyon tablosudur. 
  • CMV enfeksiyonlarında başta tükrük bezleri olmak üzere akciğer, karaciğer, böbrek, endokrin bezleri gibi organlarda karakteristik sitomegalik inklüzyon cisimcikleri oluşur. 

Patogenez

  • Genellikle virüs çıkaran kişiyle yakın temas ve öpmekle bulaşır. Farinks mukozasından girer. Tükrük bezleri ve adrenallerde ömür boyu latent hale geçbilir. 

Klinik Bulgular 

  • Sağlıklı bireylerde oldukça hafif seyirli ya da asemptomatiktir. Halsizlik, bitkinlik, kas ağrıları, ateş, karaciğer fonksiyon testlerinde yükselme gibi bulgular bulunur. 
  • İmmün sistemi baskılanmış kişilerde daha ciddi klinik bulgularla seyreder. 
  • Gebelikte CMV enfeksiyonu geçiren annelerde düşük ve ölü doğum görülebilir. Bebeklerde sarılık, kanama, mikrosefali, koryoretinit, serebral kalsifikasyon gözlenebilir.
  • Bu şekilde doğan bebeklerin çoğu bir kaç gün içinde ölürler. 

Bağışıklık 

  • Oluşan antikorlar ömür boyu kalıcıdır. 
  • Antikor varlığına rağmen virüs vücutta ömür boyu latent olarak kalır. 
  • İmmün sistemin baskılanması durumunda reaktivasyonlar oluşur. 

Laboratuvar Tanısı

1 – Virüs İzolasyonu ve İdentifikasyonu

2 – Mikroskobik İnceleme: intranukleer inklüzyon cisimcikleri yaklaşık 10 nm büyüklüğünde ve eozinofiliktir. Belirgin bir zonla nukleer membrandan ayrılır. Bu görünümü tipik baykuş gözünü andırır.

3 – Serolojik Yöntemler

EPSTEİN – BARR VİRÜSÜ ( EBV )

  • Epstein – Barr virüsü (EBV), Gama herpesvirus
  • Enfeksiyoz mononukleoz hastalığı
  • Lenfoid dokularda latent hale geçerek, ömür boyu kalırlar.  B lenfositlerine ilgisi vardır. 

Patogenez

  • Bulaş: tükrükle, öpüşmek ve yakın temas
  • Kan transfüzyonu ile de bulaş söz konusudur.
  • Enfeksiyon orofarinks epitel hücrelerinde başlar. Primer replikasyonu takiben B lenfositlerine geçer ve burada latent kalır. 

Antijenik Yapısı

  • Bir çok antijeni vardır. Fakat çapraz reaksiyon yoktur. 

1 – Erken dönem antijenleri: 

  • yapısal olmayan proteinlerden oluşur EA adı verilir. Varlığı viral replikasyonun başlama aşamasında olduğunu gösterir.    

2 – Geç dönem antijenleri: kapsidte bulunur. 

  • Viral kapsid antijeni (VCA) ve membran antijeni (MA)’dır.

3 – Latent dönem antijenleri:

  • Epstein-Barr virüsü nükleer antijeni(EBNA) 
  • Latent membran proteinleri (LMP)’dir. 
  • Bunlar enfekte hücre membranında bulunur T hücrelerinin hedefindedir. 

Yaptığı Hastalıklar 

  1 – Enfeksiyoz Mononukleoz

  2 – Burkitt Lenfoması 

  3 – Nazofaringeal Karsinoma 

  4 – Lenfoproliferatif Hastalıklar

Enfeksiyoz Mononukleoz

  • Çocuklardaki asemptomatik, genç yetişkinlerde belirgin seyreder. 
  • Kuluçka süresi 30-50 gün kadardır. 
  • Semptomlu olgularda hastalık baş ağrısı, halsizlik, boğaz ağrısı, terleme, iştahsızlık, şeklinde başlar. 

Enfeksiyoz Mononukleoz

  • Ayrıca 40oC’ye varan ateş, dalakta ve lenf düğümlerinde büyüme görülür. 
  • Özellikle arka servikal lenf bezleri simetrik olarak şişerler. Bazı hastalarda hepatit görülebilir. Ortalama 2 – 4 hafta sonra iyileşme ile sonlanır. 

Burkitt Lenfoması 

  • Lenf sisteminin kötü huylu tümörüdür.
  • Tümör dokusundan yapılan preparatlarda izole edildiği için oluşumunda önemli rolü olduğu düşünülmektedir. 
  • Afrikada, çocuklar arasında sık görülür, 
  • Tümör çoğunlukla çene ve karında yerleşmiştir. 

Burkitt Lenfomasında klinik görünüm

Nazofaringeal Karsinoma 

  • Nazofarinks epitel hücrelerinin kanseridir. 
  • Nazofaringeal karsinoma dokusunda Epstein-Barr virüsü izole edildiği ve virüse karşı yüksek düzeyde antikor bulunduğu için kanser oluşumunda virüsün önemli rolü olduğu düşünülür.

Lenfoproliferatif Hastalıklar 

  • Lenf düğümlerinin bir çeşit kanseridir.
  • İmmün sistemi baskılanmış hastalarda öldürücü seyreder. 

Bağışıklık 

      1 – Heterofil Antikorlar

      2 – EBV’ye Spesifik Antikorlar

Heterofil Antikorlar

  • Enfeksiyoz mononukleoz geçiren kişilerin kanında, koyun ve at eritrositlerini aglutine eden IgM sınıfı antikorlar gelişir. 
  • Bunlara heterofil antikorlar adı verilmekte olup, virüse özgül değildirler. 
  • EBV’ye Spesifik Antikorlar:
  • Nötralizan antikorlar, hastalığın başlangıcında oluşup hayat boyu kalır. 
  • EBV nüklear antijenine karşı oluşan nükleer antikorlar(Anti EBNA), 
  • Kapsid antijenine karşı oluşan antikorlar(Anti VCA): hastalıktan 3-4 hafta sonra VCA IgM kaybolur, VCA IgG düşük düzeyde hayat boyu kalır.
  • Erken antijenlere karşı oluşan antikorlar (Anti EA)’dır.

Laboratuvar Tanısı

   1 – Virüs izolasyonu: B lenfositlerinden hazırlanan hücre kültürleri kullanılır. Lenfosit proliferesyonu oluşur. Hızla çoğalır küme oluştururlar. 

    2 – Serolojik tanı: Paul – Bunnel deneyi, spesifik antikorların araştırılması

    3 – Hematolojik inceleme: kan yayma preparat incelemesi (Downey hücreleri: eritrositlerin etrafına yapışmış lenfositler) , lökosit sayımı (>50000/mm3)

  • Downey hücresi

HUMAN HERPESVİRUS – 6  ( HHV-6 )

  • İlk olarak lenfoproliferatif hastalıkları olan kişilerden izole edilmiştir. 
  • Primer enfeksiyonu takiben latent hale geçer. 
  • 6 ay-3 yaş arası çocuklarda görülen altıncı hastalığın etkenidir. 
  • Ani başlayıp 40-41oC’ye çıkan ateş, Febril konvülziyonlara neden olabilir. Bu dönem 3-5 gün sürebilir. Döküntünün görülmesiyle beraber ateş düşer.
  • Daha çok gövdededir gözlenen makülopapüler döküntüler,  hızla kol, ense, yüz ve bacaklara yayılır. Vezikül oluşmaz. 

Arka servikal lenf bezleri şişer. Sekelsiz iyileşir.

Döküntüler 24 saat içinde solar.

Döküntü öncesi periorbital ödem gözlenebilir.

Ateşin ilk 24-36. saatinde lökositoz daha sonra lökopeni görülür.

Klinik görünümle ve serolojik tanı mümkün.

Ateşi düşürmek yeterlidir.

HUMAN HERPESVİRUS – 7 ( HHV-7 )

  • Human Herpesvirus 6’nın oluşturduğu enfeksiyona benzer nitelikte enfeksiyon oluşturur. 

HUMAN HERPESVİRUS-8 ( HHV-8 )

  • Gama herpesvirus alt ailesinde yer alır.
  • AIDS’li bir hastada, Kaposi sarkomu dokusunda, virüsün DNA yapısı ortaya konulmuştur. 
  • Daha sonra AIDS dışı Kaposi sarkomlarda da DNA sının varlığı bildirilmiştir.
  • Kaposi Sarkomu ile İlişkili Virüs (Kaposi’s Sarcoma Associated Virus) adı da verilir. 
  • Henüz kültürü yapılamamış ve elektron mikroskobunda gösterilememiştir. 
  • İyi huylu ve kötü huylu lenfoproliferatif hastalıklarda, anjiyosarkomlu ve anjiyolenfoid hiperplazili hastalarda da gösterilmiştir. 

Coronaviridea 

Order: Nidovirales, 

Familya: Coronaviridae

Genus: Coronavirus,  

Alfa, beta, gamma ve delta coronaviruses türleri var.

Epidemiyoloji

• İmmunite kısa sürelidir ve renfeksiyonlar yaygındır.

• İnsanlarda infeksiyon yapan iki serogrubu var:

1. grup: HCoV-229E (alfa), HCoV-NL63

2. grup: HCoV-OC43 (beta), HCoV-HKU1 (beta), SARS-CoV (beta), Middle East respiratory syndrome-orta doğu solunum sendromu  [MERS]-HCoV, 2019-nCoV (beta virüs)

HCoV-229E (grup1) ve HCoV-OC43 (grup2) yaklaşık 50 yıl önce izole edildi 

HCoV-NL63 ve HCoV-HKU1 SARS-CoV (grup2) 2003 salgını sonrasında tanımlandı. 

Genellikle, kış ve ilkbaharda salgınlar yapar. soğuk algınlığının rino virüsten sonra en sık görülen nedenidir. 

SARS-CoV (yarasa) ve MERS-CoV (deve), Ncov 2019 zoonozdır. 

Akciğer, böbrek, karaciğer ve gastrointestinal doku hasarına neden olur.

YAPISI

Pozitif duyarlı RNA virüsü, zarflı, kapsit helikal simetrili

Zarfta taç görünümü oluşturan glikoprotein çıkıntıları var corona adını buradan alıyor.

Yapısal proteinleri:

Dört ana yapısal protein içerir. 

Bunlar spike (S), membran (M), zarf (E) ve nükleokapsid (N) proteinlerdir, 

S glikoprotein (spike molekülü) , major antijendir, reseptöre bağlama ve hücre füzyonundan sorumludur.

Bu protein aşıları tasarlanmasında  kullanılır.(kay a)

M proteini, Tomurcuklanma ile zarflanma ve hücreden çıkışta rol oynuyor. 

E proteini azdır. Virüsün toplanmasını,  olgunlaşması ve salınmasını kolaylaştırır. Transmembran proteini E1, viral bağlanma ve membran füzyonunda rol oynayan E2 ve Bazı suşlar da bulunan hemaglutinin nöraminidaz olan E3 glikoprotein lerinden oluşur. 

N proteini, tek nükleokapsid proteinidir.  ana işlevi, viral RNA’yı sarmal ribonükleokapsid içine paketlemek ve diğer yapısal proteinlerle etkileşime girmektir.(kay a)

Reseptörleri:

Birçok koronavirüs, reseptör olarak aminopeptidaz N’yi (APN) kullanır,

SARS-CoV 1 ve 2 (2019 nCoV) reseptör olarak anjiyotensin dönüştürücü enzim 2’yi (ACE2) kullanır. 

MERS-CoV, insan hücrelerine girmek için dipeptidil-peptidaz 4‘e (DPP4) bağlanır

Genomun replikasyonu sitoplazmada gerçekleşir: 

Bulaş: primer damlacık yoluyla solunumla olmasına rağmen direk temas, ortak eşya kullanımı ve ateşli dönemde dışkıda bulunduğu için tuvaletler yoluylada mümkün görünmektedir. 

Hastanın bütün çıkartıları enfektif kabul edilir. 

Tedavi, önleme ve kontrol : 

Etkili bir tedavi yöntemi yoktur. 

Kendiliğinden iyileşen hafif üst solunum yolu enfeksiyonu yapan türler için tedavi ve kontrol gerekli değildir. 

SARS-CoV 1-2 (covid 19) ve MERS-CoV salgınında korunma:

Karantina  Ncov 2019 için karantina ve aşı ile koruma uygulanmaktadır. 

Pandemilerinde ülkeler arası yayılımı önlemeye yönelik tedbirler alınabilir. Ancak ülkeler arası seyahat günümüzde çok sık olduğu için çok etkili değil. 

Hastalar daima eldiven, koruyucu önlük ve maske ile muayene edilmelidir. 

Ellerin yıkanması da oldukça önemlidir. 

SARS-CoV 1-2 (covid 19) ve MERS-CoV için sıkı biyogüvenlik seviye 3 (BSL-3) koşulları gerektirir.

Laboratuvar Teşhisi

SARS, MERS, Ncov 2019  dışındaki koronavirüs enfeksiyonları için rutin olarak laboratuvar testleri yapılmaz. 

RT-PCR, solunum ve dışkı örneklerinde viral RNA genomunun saptanmasında kullanılır. 

Virüsun hücre kültüründe üretilmesi zordur. 

Üç önemli salgın türü: 

SARS VİRÜSÜ 2002-2003 salgını

İsmini şiddetli akut solunum sendromu anlamına gelen (Severe Acute Respiratory Syndrome=SARS) kelimelerinden alır. 

Grup 2 betavirüs.  

2002-2003 yılları arasında Çin’in Guangdong Eyaletinde meydana gelen Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) salgınının etken maddesi olarak tanımlandı. 

kökeninin çinde hayvan pazarlarından yarasa kaynaklı bir virüs olduğu düşünülmektedir. 

salgın pandamı boyutundadır  hastalığın seyri üst solunum yolu enfeksiyonu özellikleri dışına çıkmış akciğer enfeksiyonu solunum zorluğu ve ölümlerle seyretmiştir.

Hastalık Çin, Hong Kong, Kanada, İndonezya, Filipinler, Singapur, Tayland gibi ülkelerden bildirilmiştir. 

2002-2003 salgını sırasında 8098 vaka ve 774 ölümle (ölüm oranının% 9) sonuçlanmıştır. 

ölüm oranları 60 yaşın üzerindeki bireylerde% 50’ye yaklaşıyordu. Diabetli olgularda ölüm oranı oldukça yüksek olup % 90’ları geçer. 

MERS-CoV

Middle East Respiratory Syndrome-Coronavirus” (MERSCoV) 2012 yılında şiddetli solunum yolu enfeksiyonu yapan yeni bir türüdür. Arap Yarımadası’ndaki develerde ortaya çıkmış pandemi yapma potansiyeli nedeniyle, bütün insanlığı tehdit eder hale gelmiştir. 

Yarasalarda etken olan beta coronavirüslerden köken aldığı ve daha sonra develere adapte olduğunu düşünülmektedir. 

Virüs develerden insana veya insandan insana bulaşabilmektedir.

İlk defa 2012 yılında Suudi Arabistan’da başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) vaka sayısının 1791 ve ölüm sayısının 640 (olgu fatalite hızı %36) olduğunu bildirmiştir. 

Hastalığın asemptomatik enfeksiyondan ölüme yol açabilen ağır solunum yetmezliği ve multiorgan disfonksiyonuna kadar değişebilen bir yelpazededir.

tedavi mevcut değildir. 

MERS-CoV enfeksiyon salgını zaman içinde şiddetini kaybetmiş gibi görünse de, hala dünyanın uzak bölgelerine yayılma potansiyeli taşımaktadır.

2019-Ncov 

Çinin Vuhan Eyaletinde 29 Aralık 2019 da başladı. Tüm dünyaya yayıldı. 

SARS virüsüne benzer özelliklere sahip olduğu ACE2 reseptörlerine tutunan corona virüs.

Ocak 2022de hala devam ediyor. alfa, beta, delta, omicron varyantları mevcuttur.  Dünyada toplam  400 milyon vaka 6 milyonu bulan ölüm bildirilmiştir. Türkiye’de şubat 2022 ye kadar 12.150.000 vaka, 88.500 ölüm bildirilmiştir. 

2021 yılında tüm dünyada kullanıma giren ölü aşı ve yeni bir yöntemle hazırlanan RNA aşıları ile ölüm oranı düşsede omicron varyantının yayılımının fazla olması nedeni ile vaka sayısı artarak tüm dünyada çok artmış  2022 bahar aylarından itibaren  vaka sayısında azalma görülmeye başlamıştır.

inkübasyon süresi 2-14 gün olabileceği düşünülüyor. dış ortama dayanıklılık süresi bilinmiyor.   

Myxovirus

Ortomiksoviridae: influenza virüsü (grip virüsü)

Paramyxoviridae: 

Kabakulak virüsü, 

Kızamık virüsü, 

Metapnomovirüs,  

Nipah virüsü 

Hendra virüsü,  

Para influenza virüsü , 

Respiratuvar sinsityal virüsü

Miksovirüs:  (Yunanca: Myxo: musin) musin yapılarına bağlanan virüs grubudur. 

Paramiksoviruslar 

Genom 

Tek zincirli negatif RNA içerir.

helikal kapsitleri vardır.

Zarflıdır. 

RNA yapısı ile bağlantılı proteinleri: 

Nükleoprotein (N): genomun korunmasına yardım eder.

Polimeraz fosfoprotein (P): RNA sentezini kolaylaştırır 

Büyük (L) protein: RNA polimerazdır.

Zarf iki glikoprotein içerir.

Biri füzyon (F) proteini: membran kaynaştırma işlevi

Hücreden hücreye füzyonu indükleyerek çok çekirdekli dev hücreler (syncytia) de oluşturur.

Diğeri viral bağlanma proteini: hemagglutinin-nöraminidaz [HN], hemaglutinin [H] veya glikoprotein [G] proteini şeklindedir. 

G proteini hemoaglutinin norominidaz aktivitesine sahip değildir. membrana tutunmaya yardım eder.

Ek proteinler: (V, C ve W), doğuştan gelen konak savunmasından kaçışı kolaylaştırır.

Replikasyon: 

Hücre stoplamasında sentezlenir.

Hücre kültüründe sinsityal sitopatik etki yapar.

Parainfluenza virüslerinin HN i Hücre yüzey glikolipidleri ve glikoproteinleri üzerindeki sialik aside bağlanır. Nöraminidazı sialik asidi parçalamak, kendisine bağlanmayı önlemek ve hücreden çıkışı kolaylaştırmak için kullanırlar.

Diğer paramiksovirüsler protein reseptörlerine bağlanır, nöraminidaz aktivitesine ihtiyaç duymazlar. 

Measles (Kızamık hastalığı)

Familya, Paramyxoviridae, 

cins, Morbillivirus

Bulaşma ve epidemiyoloji

Çok bulaşıcıdır. damlacıkla bulaşır.  Aynı ortamdaki havayı solumak, öpüşme, ortak çatal, kaşık, eşya kullanımı ilede bulaşır.

Tüm dünyada görülür. Hastalığa duyarlı çocuk sayısı arttığında 2-3 yılda bir salgın yapar. 

Patogenez ve bağışıklık.

Virüs üst solunum yolu epitelini enfekte eder. 

Sonra retüküloendotelyal hücrelere gider.

Daha sonra kanla deriye yayılır. 

Hastalık geçirdikten sonra yaşam boyu bağışıklık bırakır.

Maternal antikorlar plasentayı aşar bu nedenle bebekler ilk 6 ay bu virus enfeksiyonlarından korunurlar. 

Gebelerde anomali ve konjenital enfeksiyon yapmaz

Klinik bulgular

Prodrom dönemi: Bulaştırıcılığın en fazla olduğu dönem

kuluçka dönemi 10-12 gündür. 

 Ağızda görülen koplik lekeleri tanıda yol göstericidir.

üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde başlar. Konjoktivit, ateş, Kırmızı makülopapüler döküntüler ile seyreder. 

Tanı

Klinik yeterlidir. Gerekirse spesifik Ig M’ler araştırılır. Spesifik Ig G titresinde 4 kat artış tanıya götürür. 

Tedavi 

Antiviral tedavisi yoktur. 

Semptomatik tedavi yapılır. 

Komplikasyonlar: 

Erken dönem:  bronşit, pnomoni, Bronkopnömoni ve Pnömoni en sık ölümün sebebidir. Pnömokok, S. aureus veya dev hücreli pnömoni (Hecht pnömoni)

Geç komplikasyon: SSPE ( Subakut Sklerozan Pan Ensefalit ). Nadir görülür. enfeksiyondan 20-25 yıl sonra ortaya çıkar. Merkezi sinir sistemini dejenere eden ölümcül bir tablo olarak seyreder. 

SSPE’li hastalar bulaştırıcı değil

Aşı: Bir yaşında ilk doz ve ilk okul birde ikinci doz ( rapel ) olmak üzere iki doz uygulanır. 

Hamileler, yeni doğanlar, ve immun yetmezliği olanlara hasta ile temastan sonra 3 gün içinde aşı ya da 6 gün içinde standart immünglobulin verilmelidir.

Ig’nin koruyucu etkisi 1 ay sürer

Ig verilenlere 3 ay aşı yapılmaz

Kabakulak virusu

RNA virusudur.

Paramiksovirus, Mumps virüsü, 

İki tip zarf proteini içerir. 

Biri hem hemoaglütinin hemde nöraminidaz özelliğindedir. 

Diğeri hücre kaynaştırma proteinidir. 

İç nükleokapsit proteini (S antijeni) ve  viral V antijen vardır.

İlk replikasyon nasal yada solunum mukozasında olur. Salgı bezlerini, tükrükbezleri, testis, pankreas, meme bezleri,ve santral sinir sistemine afinetesi vardır. 

Bulaşma: Damlacık yoluyladır. okul ve kreşlerde salgın yapar. Çocukların %30 u subklinik geçirir. 

Hastalığı geçirenlerde yaşam boyu bağışıklık görülür.

Anne antikorları bebeği 6 ay korur. 

Tipik formu çocuklarda paratis bezinin tutulumuyla seyreder. 

Ateş, halsizlik, iştahsızlık parotis bezinde tek veya nadiren çift taraflı şişme olur. Stenon kanalı kızarık ve  şiş

Hastalık bir haftada kendiliğinden geçer.

İki önemli komplikasyonu vardır. 

Çift taraflı olduğunda kısırlığa neden olan buluğ çağı erkeklerde görülen orşit.

Nadiren ve iyi seyirli menenjit. 

Gebeliğinde kabakulak geçiren annelerin bebeklerinde  endokardiyal fibroelastoz görülebilir

Tanısı

Sıklıkla klinik tanı konur

Hemoaglütünasyon inhibisyon veya  kompleman fiksasyon testlerinde antikor titresinde 4 kat artış.

Hem S hemde V antijenleri araştırılabilir.

S antijeni enfeksiyonun aktif olduğunu gösterir. 

V antikorları hastalığın daha önceden geçirildiğini gösterir. 

Kabakulak deri testi insanların hücresel bağışıklığının yeterli olup olmadığını anlamak için sıklıkla kullanılır.

Kesin tanı ELISA ile Ig M

Tedavi semptomatiktir. 

Korunma: canlı zayıflatılmış aşı ile sağlanır.

12 aylıkken kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (measles, mumps, rubella) şeklinde ilk doz. 

İlk okul birde rapeli uygulanır. 

RESPİRATUAR SiNSİSYALVİRÜSLER

Hastalıkları: Bebekler, yaşlılar ve kronik kardiopulmuner hastalığı olanlarda zatürre ve bronşiyolit. Çocuklarda ve yetişkinlerde orta kulak iltihabı, hafif üst solunum yolu enfeksiyonu yapar. 

Özellikleri: Yüzey dikenleri kaynaştırıcı proteinleri var.

Kaynaştırıcı proteinin  oluşturduğu çekirdekli dev hücreler nedeni ile sinsisyal virüs adını almıştır.  

Damlacık ve kirli ellerle bulaşır. 

Tüm dünyada yaygındır. Her kış salgın yapar. 

3 yaşa kadar herkes geçirir. 

Hastanede yatan bebeklerde de salgılara neden olduğu için personelle çocuklar arası yayılımın önlenmesi önemlidir. 

Laboratuvar tanısı: 

Floresan antikor, Enzim immun assey, PCR

Parainfluenza viruslar

İnfluenzaya benzer, 

PIV1, PIV2, PIV3, PIV4 olmak üzere 4 antijenik alt tipi vardır.

PIV1, PİV2 respirovirus,  PIV3,4 ise rubulavirus genusunda yer alır.

PIV4 A ve B olmak üzere iki alt tipe ayrılır.

Hemoaglütinin (H), nöraminidaz (N) ve füzyon (F) glikoproteinleri vardır. 

Hastalıklar:  Rinore, öksürük, soğuk algınlığı, ÜSYE, otit gelişebilir.

PIV1,PIV2, 6-18 ay çocuklarda  kurup, PIV3 6 ay altı çocuklarda bronşit ve pnomoni yapar.

Nadiren menenjit görülür.

Laboratuvar tanısı: Antijen araştırması Direkt ve indirekt Immun floresan mikroskopi 

Hemoaglütünasyon önlenim deneyi 

ELİSA ile serolojik testlerle IgM ve IgG lerinin saptanması

NİPAH VİRÜSÜ VE HENDRA VİRÜSÜ

Z.oonotik paramiksovirüslerdir. Hendra virüsü 1994 de Hendra’da (Avustralya) ve Nipah virüsü 1999’da Malezya’da keşfedildi.

Meyve yarasaları hem Nipah hem de Hendra virüsleri için doğal konaktır. 

Hendra virüsü enfeksiyonları Avustralya’da atlarla sınırlıdır, enfekte vücut sıvıları ve atların salgıları ile bulaşır. 

 Nipah virüsleri Malezya’da domuzların enfeksiyonuna neden olur. domuzlarla yakın temasla bulaşır.

Klinik: Her ikiside nadir görülür. ensefalit yapar. ancak mortalite yüksektir. 

• Laboratuvar kaynaklı enfeksiyonları nedeniyle biyogüvenlik düzeyi 4 patojenlerdir. 

METAPNEUMOVIRUS

İlk kez 2001 de rapor edilmiştir.

Büyük çocuklarda hafif seyirli üst solunum yolu enfeksiyonu yapar. Küçük çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonlarının RSV dan sonraki en sık nedenidir. 

Yetişkinlerde altta yatan kronik hastalık ve malignensi olanlarda solunum yolu hastalıklarına neden olur. 

Tanıda: direkt ve indirekt Immun floresan mikroskopi ile antijen aranır. PCR ile RNA araştırılır.

Rubella 

Rubella virüs. 

Togaviridae familyası, rubivirüs genusunda.

İkosahedral nükleokapsitli, zarflı, pozitif polariteli tek sarmallı RNA virusudur. 

Togaviridea ailesi:  

1. Alphaviruses

Encephalitic virüsler 

Arthritic virüsler

2. Rubivirusler

Rubella (RUBV) (German Measles, Kızamıkçık hastalığı)

Bulaş: damlacıkla. Son derece bulaşıcı. 

Lenf bezlerinde çoğalır. Viremi yapar. Ateş ve makulopapüler döküntülerle seyreden kızamıkçık enfeksiyonu etkenidir. Çocuklarda 5-9 yaş hastalığı. Çoğunlukla belirtisiz yada çok hafif geçirilir. 4-7 günde kendiliğinden iyileşir. Hasar bırakmaz kalıcı bağışıklık kazanılır. Yetişkinlerde şiddetli seyredebilir.

komplikasyonları: Nadirdir. Artralji, artrit, Ensefalit, Trombositopeni, kanama, 

Konjenital kızamıkçık

Hamileliğin ilk 3 ayında geçirilirse, bebek için son derece risklidir. Düşükler, ölü doğum işitme kaybı (sensorinöral sagirlik) , Katarakt, Kalp hastalıkları:  PDA, VSD, Mikrosefali, mental retardasyon

Tanı: klinik,  Seroloji (kızamıkçık IgM ve IgG tipi antikorlar).

Bildirimi zorunludur.

Aşı: 15. ayda ilk doz, Okula girerken ikinci doz. kızamık kızamıkçık kabakulak (üçlü aşı). 

Konjenital kızamıkçığı önlemek için hamilelikten en az bir ay önce  aşılanma önemlidir. 

Eritema infeksiyozum (Beşinci hastalık)

Beşinci hastalık

Parvovirüs B19.

 DNA virusu 

Sıklıkla okul dönemi çocuklarda (5-15 yaş) görülür.

 Bulaş: orta derecede bulaşıcıdır. respiratuvar sekresyonlar, yakın temas ve parenteral yolladır. 

KLİNİK: 

Hafif ateş, halsizlik, baş ağrısı, miyalji, başlar, döküntü, artrit, artralji ile seyreder. 

Döküntüler yüzde tokatlanmış çocuk görünümü oluşturur. Bununla eş zamanlı veya 4. gün içinde  vucut ve ekstremitelerde eritematöz makülopapüler döküntüler gözlenir. 

Eklem şişlikleri ve poliartralji görülebilir (erişkin yaşlarda daha sık). 

Virus Kemik iliğinde eritroid seride litik bir infeksiyon oluşturur. Hematolojik bulgular ortaya çıkar. Nötropeni, trombositopeni ve lenfopeni 2. haftada gözlenebilir. 

Kronik hemolitik anemili hastalarda geçici aplastik krizlere yapabilir.

Tedavi: kendi kendine düzelir. Tedavi gerekmez. 

Anemi gelişmişse kan transfüzyonu, immün yetmezlikli hastalara immünglobulin verilebilir.

Komplikasyon:

Nadiren artrit, anemi, ensefalopati ve pnömoni oluşturabilir.

Fetal infeksiyon:

Gebeliğin 1. ve 2. trimesterinde geçirilen hastalık fetüsüte hidrops fetalise ve bebeğin kaybedilmesine ve neden olabilir.

   HEPATİT VİRUSLARI

Hedef organları karaciğerdir. Morfolojileri, vucuda giriş yolları, patogenezleri farklıdır

Kan yoluyla karaciğere ulaşarak hepatit oluştururlar. 

HEPATİT A VİRUSU

1973 ilk kez görüntülenmiştir.  Picornaviridae ailesi Hepatovirus cinsinde yer alır. Eski adı  Enterovirus 72

İkozahedral simetrili, zarfsız, pozitif polaritesi, RNA virusudur.

Kaynatmaya 5 dk dayanır. Kurumuş formları oda ısısında haftalarca canlı kalabilir

Klora duyarlıdır.

sular, istiridye ve midye, virüsün önemli kaynaklarıdır.

Mide asiditesine ve pH’sına dayanıklıdır

Doğal Replikasyon Özellikleri 

Hepatositlerin sitoplazmasında replike olurlar.  eksositozla salınır.

Bulaş

En önemli bulaş, fekal-oral (su ve gıdalarladır).

Hasta ile temas, kan ve vucut sekresyonları, Parenteral yol, dışkı ile atılır

Patogenez

Oral alınan virus önce boğaz mukozasında çoğalır.  oradan mide ve barsaklara, kan yoluyla karaciğere ulaşır.

Asıl replikasyon karaciğerde olur. Safra yoluyla tekrar barsaklara gelip dışkıyla bol miktarda atılır.

Kliniği

4 haftalık kuluçka süresini takiben, halsizlik, yorgunluk, ateş,baş agrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma gibi bulgularla başlar. Bunu sarılık, koyu renkli idrar, açık renkli dışkı takip eder. İshal veya kabızlık, miyalji, artralji, kaşıntı gözlenebilir. 

Çocuklarda genellikle asemptomatik seyreder. 

Prognoz

1-8 haftada semptomlar kendiliğinden iyileşir. Biyokimyasal ve histolojik iyileşme daha uzun sürer. 

Genellikle kronikleşmez. Komplikasyon nadiren görülür. 

Komplikasyonları:

Kolestaz, fulminan hepatit, anemi, hepatik ensefalopati ve trombositopeni idi.

Fulminan Hepatit:

Nadirdir. Genellikle ölümle sonuçlanır, 

Laboratuvar Tanısı 

Dışkıda antijen araştırılabilir.

Semptomlar ortaya çıktığında serrumda HAV IgM ve HAV IgG araştırılır.

Virus hücre kültüründe  üretilebilir. 

Epidemiyoloji

Bulaş genelde fekal oraldır. 

Gelişmiş ülkelerde prevelans düşük, enfeksiyon geçirme yaşı daha yüksek iken geri kalmış ülkelerde prevelans yüksek, enfeksiyon geçirme yaşı daha düşüktür

Çocuklarda belirtisiz seyreder

Yurdumuzda prevalans % 80 -90 dolayındadır ve enfeksiyon  geçirme yaşı çocukluk döneminde pik yapar.

Korunma 

Bulaşım yollarının engellenmesi için alt yapının düzeltilmesi ve hijyenik yaşama kurallarının (özellikle el yıkama) öğretilmesi. 

Gıda işlerinde çalışanların kontrolü

Etkin bağışıklık sağlayan aşısı vardır. Korunmada aşılama ve pasif immunizasyon kullanılır. 

Aşısı mevcuttur. 

HEPATİT B VİRUSU

Blumberg tarafından 1967’de Avustralya antijeni olarak adlandırmıştır. Dane ise 1970 yılında tam virus partikülünü tanımlamıştır.

Hepadnaviridae ailesinde yer alır

zarflı, parçasal çift zincirli dairesel  DNA içerir.

DNA polimeraz, protein kinaz, reverstranskriptaz enzimleri bulunur

Antijenik Özellikleri 

Zarfı HBsAg denen yüzey antijenini taşır.

Kor bölgesinde HBcAg antijeni bulunur.

İç kısımda internal örtülü antijen olan HBeAg yer alır.

Fiziksel ve Kimyasal Etkenlere Duyarlılıkları 

Yüksek ısıya dayanıklıdır

600C’de 10 saat, kaynatmakla 1 dakikada, otoklavda 15-20 dakikada ölürler. 

% 70 etil alkol ile 2-3 dakika, sodyum klorid ile 10 dakikada ölürler. 

30-320C 6 ay , -200C yıllarca canlı kalabilir

Bulaş Yolları 

Kan ve kan ürünleri ile 

Kontamine cerrahi malzemeler ve enjektörler

Cinsel ilişki

Kan ve vücut sıvılarıyla temas

Kanla kontamine olan eşyaların ortak kullanımı ile bulaşır

Replikasyon Özellikleri

Virus sitopatik etki (CPE) oluşturmaz karaciğerdeki hasar hepatositlerin immun yıkımına bağlıdır

Yeterli immun yanıt gelişmezse sitoliz ve karaciğer harabiyeti olmaz,  taşıyıcılık oluşur.

T hücre yetersizliği olanlarda inatçı enfeksiyon oluşumu sık görülür

Hafif seyirli olgularda kronikleşme fazladır.

Virus ile temas edenlerin % 20’sinde akut enfeksiyon gelişir, % 80’inde klinik bulgu görülmez

Akut Enfeksiyonlarda Sepmptomlar

Bulantı, kusma, abdominal ağrı

Sarılık, koyu renkli idrar, açık renkli dışkı

Kronik Enfeksiyonlar

HBsAgnin 6 aydan uzun sürmesi kronikleşmeyi veya sağlıklı taşıyıcılığı gösterir

Zaman içerisinde siroz ve kanser gelişimi olabilir

Ekstra hepatik tutulum görülebilir.

Laboratuvar Tanısı 

Virusa Ait Serolojik Göstergeler

HBsAg

Anti HBc total

Anti HBcIgM

Anti HBs

HBeAg

Anti HBe

HBV DNA 

HBsAg

Virusa ait yüzey antijenidir

Akut enfeksiyonlarda ilk beliren antijendir

6 ayı geçen pozitiflik kronikleşmeye işaret eder

Anti HBc Total 

Hepatit B kor antijenine karşı oluşan antikordur

Ömür boyu pozitiflik devam eder

Akut, kronik enfeksiyonlarda  ve taşıyıcılarda pozitiftir.

Anti HBc IgM

Hepatit B kor antijenine karşı oluşan IgM sınıfı antikordur.

Akut ve yeni geçirilmiş enfeksiyonu gösterir

HBeAg

İnternal antijendir

Kanda yüksek düzeyde virus olduğunu gösterir

Kişinin bulaştırıcılığın yüksek olduğunu gösterir

Anti HBe

HBe antijenine karşı oluşan antikordur

Viral replikasyonun ve bulaştırıcılığın azaldığına işaret eder

Anti HBs 

HBsAg’ye karşı oluşan antikordur

Geçirilmiş enfeksiyonu yada aşılanmış olduğunu gösterir.

Tek başına anti HBs pozitifliği her zaman enfeksiyon geçirildiği anlamına gelmez. Kişinin hepatit B enfeksiyonuna karşı bağışık olduğunu gösterir

HBV DNA 

PCR ile araştırılarak virusun tanısı ve enfeksiyonun takibinde kullanılabilir.

Tedavi

 Akut Enfeksiyon:İstirahat ve aşırı aktivitelerden kaçınma, gerektiğinde destek tedavisi

Kronik Enfeksiyon:Genelde interferon kullanımı, antiviral ilaç kullanımı

Korunma:

Genel önlemler, aktif immünizasyon, pasif immünizasyon

Enfekte kan ve kan ürünlerinin naklinin engellenmesi

Kontamine materyalin kullanılmaması

Kan ile temasın engellenmesi

Cinsel yolla bulaşın engellenmesi

Taşıyıcı anneden bebeğe geçişin engellenmesi

Virusla karşılaşıldığında gerekli önlemin alınması

Virusla temas sonrası alınacak önlemler: 

Bölge bol sabunlu su ile yıkanmalı

Mümküse hemen hastanın ve temas edenin serolojik göstergeleri incelenmelidir

Temas eden negatif ise aşı uygulaması yapılır

Hasta negatif ise başka önlem alınmaz

Hasta pozitifse temas edenin hepatit göstergelerine göre önlem alınır

Temas Eden Kişi  HBV Yönünden Negatif: 

En geç 72 saat içinde immun globulin uygulanır

Aynı zamanda HBV aşısı yapılarak, aşı şeması tamamlanır.

Temas Eden Kişide HBsAg veya anti HBs Pozitif: 

HBsAg pozitifse başka önlem alınmaz

Anti HBs pozitifse düzeyine bakılıp, düzey düşükse aşılama yapılır. 

Aktif Bağışıklama 

Plazma aşısı ve rekombinant aşı vardır

Genellikle 3 doz uygulanır

0, 1 ve 6. aylarda yapılır

0,1, 2, 12. aylarda da yapılabilir

En az 5 yıl koruyuculuk sağlar

Pasif Bağışıklama 

Hepatit B immunglobulinler(HBIG) ile yapılır

Hepatit B ile temas edenlere ilk 48 saat içinde yapılır

Aktif bağışıklamaya zaman kazandırır.

HBV ile temas eden kişilere ve

   HBV’li anneden doğan bebeklere yapılır

Aşı Uygulanması Gerekli Olanlar

Tüm yeni doğanlar

10 yaş civarı çocuklar

Sağlık personeli

Hemodiyaliz hastaları

Sürekli transfüzyon yapılanlar

HBV taşıyıcısı kişi ile aynı evi paylaşanlar

Epidemiyoloji 

Sosyo ekonomik düzeyi düşük toplumlarda prevalans yükseltir.

Genelde sağlıklı HBV taşıyıcılar tarafından yayılır

Geçirilmiş enfeksiyon genel toplumda % 12-20, risk gruplarında % 70-80 civarındadır.

Dünyada 400 milyon kronik HBV’li vardır.

Dünyada her yıl HBV ile 1-2 milyon insan ölmektedir.

HEPATİT C VİRUSU 

Flaviviridae ailesinin Hepasivirus cinsi içinde sınflandırılmıştır.

zarflı pozitif polariteli RNA virüsü

Altı genotip 50’den fazla subtipe sahiptir

Ülkemizde ağır seyirli enfeksiyon oluşturan genotip 1b daha sık görülmektedir

Bulaş: 

Kan ve kan ürünleri nakli

Aile içi yakın temas

Cinsel ilişki

Anneden bebeğe geçiş 

Patogenez : 

Kan yoluyla karaciğere ulaşan virus burada çoğalır.

Doku hasarı ve immünolojik mekanizmalarla oluşur.

Oluşan antikorlara rağmen reenfeksiyonlar olabilir

Kronikleşme, nüks ve siroz daha sıktır

Laboratuvar Tanısı

Serolojik, biyokimyasal ve moleküler yöntemler kullanılır

anti HCV ve HCV RNA araştırılır

ELISA TESTLERİ:

Tedavisi

tedavi ve takibi gereklidir.

Epidemiyoloji

Bulaşım yolu genelde parenteraldir.

HCV pozitifliklerinin yarısı transfüzyona bağlıdır

Cinsel ilişki ve yakın temasla da bulaşır

Genel toplumda % 1 oranında görülür

Hemodiyaliz hastalarında % 40-50

Dünyada 170-180 milyon kişi HCV ile enfektedir 

Korunma ve Kontrol 

Koruyucu aşısı henüz yoktur

İmmunglobulin  etkili değildir

Bu yüzden bulaşmanın engellenmesi hastalıktan korunmada çok önemlidir

HCV Bulaşmasında Risk Faktörleri

Enfekte donörlerden kan ve organ nakli yapılması

Kontamine enjektörlerle yapılan enjeksiyonlar

Hemodiyaliz

İğne batması ve kesici aletle yaralanma

HCV’li kişilerle seksüel veya yakın temas

HCV pozitif anneden doğum 

HEPATİT D VİRUSU (HDV)

1977 yılında Rizzeto ve ark.bulmuştur

HBV taşıyıcılarında bulunmuştur

Eksik bir virustur

Çoğalmaları için HBV’ye ihtiyaçları bulunur

Bu yüzden yalnızca HBV ile enfekte kişilerde enfeksiyon yapar

Morfolojik Özellikleri 

RNA virusudur.

RNA nın etrafında Delta antijeni bulunur

En dış kısımda HBsAg’den oluşan  kılıf bulunur

Replikasyon Özellikleri

Replikasyon yalnızca karaciğerde olur

Virüs hepatositlerin nukleusunda replike olur

Sitoplazmada HBsAg ile kaplanır

Kan dolaşımına salınır

Bulaş:

Parenteral, kan ve ürünleri nakli

Cinsel ilişki, yakın temas

Klinik Bulgular

Klinik yönden HBV’ye benzer HBV varlığında üreyerek enfeksiyon oluşturabilir. HBV enfeksiyonu ile birlikte görülür. tek başına enfeksiyon yapamaz. 

HBV’nin klinik tablosunu daha da ağırlaştırır.

Koenfeksiyonlar genelde iyileşir

Süper enfeksiyonlar daha ağır seyirlidir

Kronikleşme ve siroz olasılığı daha yüksektir

HBV’ye karşı korunma HDV’ye karşı da korunmayı sağlamış olur.

Laboratuvar Tanısı

Genelde serolojiktir.

Total HDV ve HDV IgM antikorları araştırılır

HEPATİT E VİRUSU (HEV)

İlk defa 1983  yılında dışkıda virus benzeri partiküller gösterilmiştir

Zarfsız pozitif polariteli RNA virusudur.

İkozahedral simetrilidir

Tam olarak sınıflandırılamamıştır

Patogenez

Genellikle ağız yoluyla bulaşır

Su ve gıdalarla bulaşır

Kişiden kişiye de bulaşabilir

Hepatit Aya benzer mekanizmayla hastalık oluşturur

Karaciğerde replike olur

Safra yoluyla dışkıya ve dışkı ile dışarı atılır.

Klinik Bulgular

İnkübasyon süresi 2-12 haftadır

Klinik Formlar: Asemptomatik, anikterik, ikterik, fulminan hepatit yapar.

Diğer hepatitlere benzer klinik tablo oluşur

Mortalite genelde düşüktür (% 0.07-0.6)

Gebelerde ağır seyreder, mortalite % 20 civarındadır

Kronikleşme, siroz, kanser riski bulunmaz

Laboratuvar Tanısı 

Dışkıda virus gösterilebilir.

Kanda antikor tayini yapılır.

HEV IgG ve IgM antikorları araştırılır.

Yüksek titrede IgG yeni geçirilmiş enfeksiyonu gösterir

Serumda, safrada, dışkıda HEV RNA araştırılabilir

Epidemiyoloji

Fekal oral yol ile bulaşır

Sosyoekonomik düzeyi düşük bölgelerde sıktır. 

Enfeksiyonlar hepatit A’ya göre daha ileri yaşlarda geçirilir

Korunma ve Kontrol

Koruyucu aşısı henüz yoktur

HEPATİT G VİRUSU (HGV)

Zarflı, Pozitif polariteli RNA’ya sahip

Flaviviridae ailesinde 

Patogenez

Genellikle kan yoluyla vücuda girer

seksüel, ev içi temas, damlacık enfeksiyonu ile de bulaşabilir

HCV ve HBV pozitiflerde yüksek oranda bulunur

Klinik Bulgular

Asemptomatik ya da hafif klinik seyirlidir

Sarılık nadirdir

Karaciğer dışı bulgulara rastlanmaz

Kronik hepatit, siroz, kanser oluşturmaz

Laboratuvar Tanısı

Moleküler yöntemlerle tanı konulur

ELISA testleri

Epidemiyoloji

Kan ve kan ürünü alanlar, damar içi uyuşturucu kullananlar, çoklu kan transfüzyonu yapılanlar, hemodiyaliz hastaları risk grubudur

T T VİRUS

1997 yılında tanımlanmıştır

Japonya’da transfüzyon sonrası hepatit gelişen hasta kanından izole edilmiştir

Transfüzyon transmitted virüs Morfolojik Özellikleri 

Zarfsız, ikozahedral simetrili

DNA’ya sahip

Tam olarak sınıflandırılamamıştır

Circoviridae ailesine ait olabileceği düşünülmekte

Patogenez

Karaciğer, kemik iliği ve akciğerde çoğalabilir

Karaciğerde çoğalan virus safra yoluyla barsaklara ulaşır

Dışkıyla atılım da söz konusudur

Tek başına karaciğer hasarına neden olmadığı düşünülmektedir

Hepatit virusu olup olmadığı şüphelidir

Epidemiyoloji

Parenteral, fekal oral ve vertikal yollarla bulaşır

SEN VİRUSU

1999 yılında İtalya’dan bildirilmiştir

İsminin baş harfleri SEN (SENV)olan bir hastadan elde edilmiştir. Zarfsız DNA virusudur. 

Paranteral yolla bulaştığı bildirilmektedir 

Virusun henüz intrahepatik replikasyonu gösterilememiştir

Hepatit virusu olup olmadığı kuşkuludur.

ENTERİK VİRÜSLER

  • Bebek, çocuk ve yetişkinlerde: 
  • Norwalk virus
  • Calicivirus Astrovirus
  • Rotavirus A and B 
  • Reovirus 
  • Coronavirus: Virus bazı akut gastroenteritli (diğer slaytta)

çocukların dışkısında bulunur.

  • Bebeklerde:
  • Rotavirus A*
  • Adenovirus 40, 41 (diğer slaytta)
  • Coxsackievirus A24 (diğer slaytta)

ARBOVİRÜSLER

Arthropod kaynaklı virüslerdir. İsmi Arthropod Borne kelimelerinin ilk  harflerinden köken alır. 

Artropodların tükürük bezinde yoğunlaşır onlarda hastalık oluşturmazlar, Virusu aldıktan sonra  hayat boyu enfekte kalırlar ve virusu yavrularına aktarırlar.

Artropod-vertebralı-artropod

Togaviridae, Flaviviridae, Bunyaviridae, Reoviridae, Arenaviridae, Rhabdoviridae ailelerindeki bazı virüslerin oluşturduğu heterojen bir gruptur.

 450’den fazla virüsden oluşur. İnsanlar için 100 kadarı patojendir.

Neden oldukları hastalıkların adıyla anılır yada ilk izole edildikleri bölgeye hitaben isimlendirilir; 

Togoviridea:

Chikungunya

Mayaro

O’Nyong-nyong

Ross Nehri

Semliki Ormanı

Sindbis

Venezuella

Doğu ve batı beygir ansefaliti virüsleri 

Flavivirüs:

Brezilya ansefaliti (Rocio virüsü)

Dang

Ilheus

Japon B ansefaliti

Kyasanur Ormanı hastalığı

Louping ill

Murray Vadisi ansefaliti

St.Louis ansefaliti

Kene kaynaklı ansefalit

Rus ilkbahar-yaz ansefaliti

Powassan

Batı Nil humması

Sarı humma

Zika virüsleri 

Omsk hemorajik humması

Bunyaviridea:

Anofel A ve B

California ansefaliti

Guama

Bunyam wera

La Crosse

Simbu, 

Turlock virüsleri 

Genus Phlebovirus:

Tatarcık (Phlebotomus) humması

Rift Vadisi humması 

Genus Nairovirus:

Kırım-Kongo hemorajik humması

Nairobi koyun hastalığı

Sakhalin virüsleri

Kırım-Kongo Hemorajik Ateş virüsü (KKHAV) Bunyaviridae ailesinin Nairovirus cinsi içerisinde yer alır.

Zarflı negatif polariteli, helikal kapsitli, RNA virüsü sitoplazmada ürer. 

Genelde Hyalomma cinsi kenelerle bulaşır. 

POXVİRÜS

İnsanda hastalık yapanlar: 

orthopox, 

parapox, 

yatapox, 

molluscipox

Orthopox:

 smallpox virus (variola), Çiçek hastalığı

 vaccinia virus,(çiçek hastalığının aşısı için üretildi. 

 cowpox virus, 

monkeypox virus;

Parapox: 

orf virus,

pseudocowpox, 

bovine papular stomatitis virus; 

Yatapox: 

tanapox virus, 

yaba monkey tumor virus;

Molluscipox: 

molluscum contagiosum virus (MCV). 

smallpox virüsünün Eradikasyonuna 

ADENOVİRİDAE

 Çift sarmallı DNA içeren, ikozahedral simetrili, zarfsız virüslerdir. 

Çekirdekte replike olur. Kendi DNA polimerazlarını kodlayabilirler ancak RNA polimerazları yoktur. Antijenleri farklı olan sınıflandırma ve tanıda kullanılan 3 ayrı tipte kapsomer içerir. 

Fekal – oral yada solunum yolu, ortak kullanılan araç ve gereçlerle bulaşabilir 

Yüzme havuzlarından  bulaşarak konjonktivit yaparlar.

üst solunum yolu enfeksiyonları, konjonktivit, gastrointestinal hastalıklar, hemorajik sistit, gibi enfeksiyonlar yapar. 

KANSEROJEN VİRÜSLER

Viral infeksiyonlar tüm kanserlerin 1/7’sinden sorumludur

Human papillomavirüsü – HPV

Epstein-Barr Virüsü (EBV): EBV nazofarinks kanseri, Burkit lenfoma, 

Human herpesvirüs 8 (HHV8): AIDS’lilerde Kaposi sarkomu

HSV-1: dudak kanseri

HSV-2: serviks kanseri 

Hepatitis B virüsü – HBV: Kronik HBV infeksiyonu siroz ve hepatoselüler kanserle ilişkili. 

Hepatitis C virüsü – HCV: siroz ve karaciğer kanseri en fazla genotip 1b yapar. 

 HTLV-I, HTLV-II: lenfoma ve lösemi

HPV

Papillomaviridae ailesinden, Zarfsız, ikozohedral kapsid içeren DNA virüsu. 

HPV insanda primer olarak skuamöz epiteli enfekte eder.  Deride oluşturdukları lezyonlar siğil (verruka) olarak bilinirler.

Hastalıkları: 

Siğiller

Epidermodysplasia verruciformis

Anogenital HPV

Solunum yolu papillomatozisi (laringeal papillomatozis)

Prekanseröz lezyonlar

Anogenital kanserler (Serviks, vulva, vajina, penis, anüs)

Bulaş yolu:

Cilt teması (el ve ayakta yerleşen), cinsel ilişki, dış genitallere (vulva) virüslü bir malzemenin (epilasyon sırasında) teması  

Kuluçka dönemini takiben 3-8 ay içinde belirtiler görülmeye başlayabilir

HPV virüsu bütün dünyada yaygındır. Sosyokültürel ve ekonomik düzey ile bağlantılı değildir.

Kadınların %70 – 80’i yaşamları boyunca en az bir kez HPV ile infekte olur.

İnsidans 20-24 yaşlarında en yüksek düzeye çıkmaktadır.

Hastalıklar 

Genital enfeksiyonlar ve serviks kanseri: 

Kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser kabul edilmektedir.

Servikal tümörlerin % 93’ünde HPV-DNA saptanmıştır. 

Gelişmiş ülkelerde ise kanserlerin % 3,6’sı servikal kanserdir.

Deri lezyonları: derideki verrukalar en sık çocuklarda ve genç yetişkinlerde görülür. malignleşme görülmez. 

Oral kavite lezyonları ve respiratuvar papillomlar: ağız kavitesinin en sık görülen benign epitelyal tümörü, tekli oral papillomdur. 

Laringeal papillomlar larinksin en iyi huylu tümörleridir.  

Tanı:

Sitolojik değişiklikler papanicolau boyası ile saptanır. 

Viral proteinlerin saptanması: Papilloma virus kapsit antijenleri saptanabilir.

Negatif sonuçta virusun yokluğunu göstermez. 

Viral nükleik asitin saptanması: kesin tanı DNA sının gösterilmesine dayanır. PCR.

Korunma: 

HPV (Human Papilloma Virus) aşısı: Serviks kanseri veya rahim ağzı kanseri aşısı olarak da bilinir. 9-26 yaş arası  genç kız ve kadınlara uygulanması önerilmektedir. 

Content Protection by DMCA.com

Bir cevap yazın