Enfeksiyondan korunmada sık kullanılan yöntem aşıdır. Aşısı olmayan etkenler için toplumsal ve kişisel korunma kurallarına uymak, uygulamak önemlidir.
Eğer solunumla bulaşan bir enfeksiyonu varsa hastaların diğerlerini korumak için yapacağı en önemli şey maske takmaktır. Ağzından sıçrayan damlacıklar, solunumla çıkan mikroplar çevreye saçılır. Maske saçılma hızını keser ve karşıdakini büyük oranda korur. Ayrıca sıçrayan mikroplarla çevredeki eşyaların kirlenmesinide önler. Diğer insanlara yayılımını önlemiş olur. Hasta kişiler maske takmıyorsa yada çevrede şimdi olduğu gibi taşıyıcı ve taşıyıcı olduğundan haberi olmayan insanlar varsa. Bu durumda sizin maske takıyor olmanız sizi yine korur. Hastanın yada taşıyıcının maske takması kadar güçlü olmasa da küçümsenmeyecek oranda korur. Böylesi bir ortamda herkesin maske takıyor olması yayılımı minimale indirir. Hasta olan, olmayan yada taşıyıcı olanların yani herkesin birlikte dikkat etmesi gereken diğer önemli kural, aralarında en az 2m (sosyal mesafe) mesafe bırakmaktır. Buda birinin ağzından, burnundan çıkan mikropların karşıdakine ulaşmasını önler. Maske, sosyal mesafe ve sık sık el yıkama birlikte yapılınca en iyi koruma sağlanmış olur.
Virüsler cansız ortamlarda çoğalamazlar (bakınız virüs nedir? yazısı). Bu nedenle yiyeceklerimizin, eşyalarımızın üstünde, sokakta, merdivende vs (insan hayvan bitki gibi canlı hücrelerin dışında) üreyip çoğalamazlar. Ancak oralarda bir süre canlı kalabilirler. Bu süre içinde onlara dokunarak kendimize bulaştırabiliriz. Bu süre her virüs için değişir ama bulaşlı her madde yayılım için risk oluşturur. Bakteri, mantar gibi diğer hastalık etkenleri cansız ortamlarda çoğalırlar. Besinler ise onlar içinde besin kaynağıdır. Kolaylıkla çoğalır hatta insan için zararlı maddeler (toksin, enzim) salgılarlar. Bu tür besinlerin yenilmesi ile enfeksiyon bulaşabildiği gibi bazı zehirlenmelerde görülebilir. Korunmada ne yapacağız. Tüm besin maddelerini çok iyi yıkayacağız, yıkamak sadece mikropları değil kimyasal maddelere karşıda korur. Pişirilen besinleri iyi pişireceğiz. Temizlik ve pişirme besinlerle bulaşta önemli korunma yöntemleridir. Ancak bozulmuş besinler için fayda sağlamaz onları çöpe atacağız. Bazı besinlerde üreyen mikroplar onların tadlarında, görünümlerinde değişiklik oluşturmaya bilirler. Yani bozuk olup olmadığını anlayamayız. Bu nedenle üzerinde yazan son kullanma tarihine uymak gereklidir. Tarihi geçmiş bir besini tadı ve görünümü bozuk olmadığı için yemek doğru değildir.
Bulaşıcı hastalıklarda çevreden bulaştan korunmada alınacak en önemli önlem el yıkamaktır. Elimizin kirlenmesini beklemeden yıkamalıyız. Çünkü virüsler ve diğer enfeksiyon etkenleri elimizde gözle görünür bir kirlenme yapmazlar. El yıkamanın şekli önemlidir. Sabun ile 20 sn parmak araları, tırnak araları, başparmak, avuç içi ve el sırtı ovalanarak yıkanır. Bol su ile durulanır.
El yıkamak için uygun ortamda değilsek, el dezenfektanları kullanılabilir. Bunlarıda el yıkar gibi kullanmalıyız. Bol miktarda alıp parmak araları, tırnak araları, baş parmaklar, avuç içi ve el sırtını da kapsayacak şekilde tüm elimizi ovalamalıyız. Genellikle %60-80 alkol içeren el dezenfektanları yeterlidir. Korunmada yapacağımız ikinci önemli şeyde elimizi ağzımız, burnumuz ve gözümüzden uzak tutmaya alışmaktır. Tuvaletten çıkıyorsunuz elinizi yıkadınız ama sizden önce çıkan yıkamadan çıktı kapı kolunu tuttu. Sizde aynı kapı kolunu tuttunuz. Sonrada elinize güvenip burnunuzu kaşıdınız. korundunuzmu? Hayır. Yani kendimize güvensek bile başka insanlar ne yaptı bilemeyiz.
Ev ve çevre temizliği için normal hayatımızda kullandığımız yüzey temizleyiciler veya çamaşır suyu (%0.5 klor solüsyonu) kullanılabilir. Çamaşırların 60 derecede çamaşır deterjanı ile çamaşır makinesinde yıkanması, bulaşıkların bulaşık makinesinde, 50-60 derecede bulaşık deterjanı ile yıkanması yeterli korumayı sağlar.
Korunma adına sık yapılan yanlış ise eldiven kullanma konusu. Eldiven doğru yerde ve doğru şekilde kullanılmalıdır. Manavdasınız sebzeye eldiven giyip dokunun deniyor. Denileni yapın, giyin eldiveni, bu doğru bir davranıştır. Temiz eldiven giyip sebzenizi alın ve işiniz bitince eldiveni hemen çöpe atın. Yanlış olan, manava eldiveni giyip gitmeniz, tüm alışveriş boyunca takılı kalması. O eldivenle bir çok besin maddesini ellediniz, birinden diğerine mikrop taşıdınız. Telefonunuz çaldı onu tuttunuz, kasada çantanızı açtınız, cüzdanınızı, kredi kartınızı çıkardınız. Aldıklarınızı bagaja yerleştirdiniz. Eldiveni çöpe atıp, arabaya bindiniz. Telefon çaldı, çantanız, telefonunuz açılacak, eve geldiniz, bagajın kapağı açılacak, çıplak ellemi açacaksınız. Hani onları kirli eldivenle ellemiştiniz. Eldiven kullanmak yerine markette elinizi sık sık dezenfekte etseydiniz, mikropların besinler arasında yayılmasını azaltarak çevreyi de korurdunuz. Elinizi dezenfekte etmeden telefona, çantaya, bagaj kapısına dokunmazdınız. Eve gelince kirli eldivenle dokunduğunuz enfekte kredi kartınız, çantanız, bagaj kapınız olmazdı. Hepsi temiz kalırdı. Özetle eldiven kullanmak doğru kullanmıyorsanız sizi korumaz. Aksine kendinizi enfekte etmeniz için sizin hiç fark etmediğiniz bir aracı olabilir.