Coronavirüs yeni bir virüs değildir. 1960’lardan beri bilinen, kış ve ilkbahar aylarında nezle, grip, soğuk algınlığına benzer solunum yolu hastalıkları yapan bir virüstür. Corona virüsler kendiliğinden iyileşen, tedavi gerektirmeyen, hafif enfeksiyonlara neden olduğu için son zamanlara kadar üzerinde çok durulmayan virüslerdi.
Corona virüslerin ölümcül enfeksiyonlara neden olabileceği ilk kez 2002- 2003 de yaptığı salgınla ortaya çıktı. Şiddetli bir solunum yolu sendromu oluşturdu. yaptığı hastalığın adına şiddetli akut solunum sendromu alamına gelen ingilizce “Severe Acute Respiratory Syndrome” un baş harfleri alınarak SARS denildi. Hastalığa neden olan corona virüsede SARS-CoV adı verildi. Bu salgın Kasım 2002’den Temmuz 2003’e kadar sürdü. Çinde, Guangdong’da başlayıp Asya, Avrupa ve Afrikada 26 ülkeye yayıldı. En çok etkilenen ülkeler Hong-Kong, Tayvan, Kanada, Singapur oldu. Bu salgında vaka ölüm oranı %9.6 olarak gözlendi. Türkiye salgından etkilenmedi. Dünyada toplam 8437 vaka görüldü ve813’ü öldü (1). Dünya sağlık örgütü bu salgının vaka ölüm oranını 24 yaş altı için %1’in altında, 24-44 yaş için %6, 45-64 yaş için %15, 65 yaş üstü için %50 olarak bildirmiştir ki bu çok ciddi bir oran (2). SARS-coV un insana ilk bulaşına neden olan hayvan türü (taşıyıcısı) kesin bilinmezse de yarasalar başlıca şüphelidir. Bu hayvanlarda coronavirüs’ün bir çok türünün varlığı gösterilmiştir.
2012 yılında yeni bir coronovirüs salgını gözlendi. Yaptığı enfeksiyona ingilizcede orta doğu solunum sendromunu anlamına gelen “Middle East respiratory syndrome” baş harfleri alınarak MERS adı verildi. Bu hastalığa neden olan coronavirüs’e MERS-coV denildi. 27 ülkeden vakalar bildirilmiştir. 2012-2020 yılları arasında dünyada 2,519 kişi MERS enfeksiyonu geçirmiş, 866 ölüm vakası görülmüştür. (vaka ölüm oranı %34) (3). Olguların %80’i (2102 vaka ve 780 ölüm) Suudi Arabistandan rapor edilmiştir. Tam olarak bilinmesede, insana Mısır ve Katar da yaşayan Arap develerinden bulaştığı düşünülmektedir.
2019’da Çin’in Wuhan kentinde başlayan yeni coronavirüs enfeksiyonu öncekilere göre daha çok yayılım göstererek, tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Enfeksiyona SARS 2019, yada coronavirüs 2019 hastalığı anlamına gelen “coronavirus disease 2019″un baş harflerinden dolayı COVİD 19 denilmektedir. Salgına neden olan yeni corona virüs türü ise 2019-nCoV veya SARS-coV-2 , isimleri ile anılmaktadır. Salgının başlangıç yeri olarak Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan kentindeki, Huanan deniz ürünleri pazarı kabul edilmektedir. İnsanlara bulaşa neden olarak, salgını başlatan potansiyel konakçısı ise pangolinler yada yarasalar olduğu düşünülmektedir.
Pandemi olarak kabul edilen salgında, alınan tüm tedbirlere rağmen, şu ana kadar dünyada 6.600.000 vaka tesbit edilmiş, 394.000 kişi ölmüştür. Vaka ölüm oranı %5.9 olduğu görülmektedir. Klinik olarak 2003 deki SARS enfeksiyonuna benzemesine rağmen bulaşıcılığı daha yüksektir. Şu ana kadar en çok ölüm sırasıyla Amerika, Birleşik Krallık ve İtalya’dan, en yüksek vaka sayıları Amerika, Brezilya ve Rusya federasyonundan bildirilmiştir. Ülkemiz, vaka sayısında, İspanya, Hindistan, Fransa, Almanya, Peruyu takiben onuncu sırada yer almaktadır. Türkiyede vaka sayısı şu an 167.000 ölüm sayısı 4.600 dür. Ölüm oranımız %2.7 dir. Bu oran ABD ve İtalya’da %14, Fransada %25, İsviçre %6 ve Almanyada %4.7 dir (4).
Hastalık virüsle enfekte olan herkeste aynı seyretmemektedir. Gençler, kronik hastalığı yoksa, çoğunlukla semptomsuz yada hafif belirtilerle geçirirler. Ancak taşıyıcılık gözlenmektedir. Yani hiç hasta olmadığını sanmasına rağmen aslında SAR-coV 2019 ile enfekte ve virüsü etrafa bulaştırıyor olabilirler. Bu ise ailedeki yaşlılar için risk oluşturur. 65 yaş üstü grupta ve kronik hastalığı olanlarda bu enfeksiyondan ölüm oranı yüksektir. Pandemi hala devam ettiği için, kesin sonuçlar henüz bilimsel yayın haline getirilememiştir. Ancak, özellikle İtalya kökenli olduğu belirtilen bazı verilerde, yaşa göre ölüm oranları, yaklaşık 0-60 yaş arası için %0,3-2,7 , 60-89 yaş için %10-32 arasında bildirmektedir (5). Hastalığa yakalanma ve seyri ile ilgili henüz ülkenin ekonomik gelişmişliği ile bağlantılı farklar gözlendiğine dair bulgu yoktur. Yani gelişmiş az gelişmiş tüm ülkelerde hızla yayılmaktadır. Bulgular genellikle öksürük, ateş, şiddetli kas ağrıları şeklindedir. Koku alma duyusunda kayıp, ishal, bulantı da bildirilmiştir.
Coraana virüsün insan hücrelerinde üremesini engelleyen spesifik bir ilaç yoktur. Coronavirüsün tedavisine özel ilaç araştırma çalışmaları bir çok ülkede devam etmektedir. Tedavi için şimdilik tüm dünya, daha önceden başka enfeksiyonlar için kullanılan ilaçları kullanılmaktadır. Bunlar virüsün hücre içine girişini önleyeceği düşünülen, daha önce başka virüslerin üremesini önlediği bilinen, enfeksiyona bağlı inflamasyonu sakinleştiren ilaçları içermektedir. Ayrıca hastalığı geçirip iyileşen kişilerden alınan antikorlarda denenmekte, başarılı sonuçlar bildirilmektedir.
Korunmaya yönelik aşı çalışmaları devam etmekte olumlu sonuçlar bildirilmektedir. Ancak henüz kullanıma sunulacak konuma gelmiş bir aşı yoktur. Enfeksiyona karşı salgınlarda kullanılan kişisel ve toplumsal, dezenfeksiyon ve korunma kurallarına uymak şimdilik yapılabilecek en önemli önlemdir.
Kaynaklar:
1.https://www.who.int/csr/sars/country/table2004_04_21/en/https://www.who.int/csr/sars/country/table2004_04_21/en/
2.https://www.who.int/csr/sars/archive/2003_05_07a/en/
3. https://www.who.int/csr/don/24-february-2020-mers-saudi-arabia/en/
4. https://coronavirus.jhu.edu/data/mortality
5.https://www.statista.com/statistics/1106372/coronavirus-death-rate-by-age-group-italy/