ACTINOMYCETES
Actinomyces, ışın mantarı anlamına gelir. *Mantar değil bakteridir. Ancak görünümü mantarlara benzer. Dallanmış filamentlerden oluşan bir misel ağı oluştururlar. Adınıda
granüllerdeki ışın benzeri görünümünden alır. Actinomycetes, zincirler veya dallanan filamentler halinde düzenlenmiş, gram pozitif, hareketsiz, sporsuz, kapsülsüz basillerdir. Mycobacteria ve Corynebacteria ile ilişkilidirler. Çoğu toprak saprofitleri veya normal insan kommensalleridir.
Önemli cinsleri:
Actinomyces: Actinomikoz denen hastalığın etkenidirler. *Anaeroptur ve asit dirençli değildirler.
Nocardia: Aerop ve *asit dirençlidir. Aktinomisetoma ve pulmoner enfeksiyona neden olur. Genetik olarak actinomycesten farklı morfolojik olarak benzerdir.
Actinomadura: Aerobe ve asit dirençli değil. Aktinomisetoma’ya neden olur
Streptomyces: Aerobe ve asit dirençli değil. *Streptomisin gibi önemli bir antibiyotik kaynağı olarak kullanılır. Nadiren insanda aktinomisetoma neden olur.
Ayrıca Micropolyspora ve Thermoactinomyces gibi termofilik actinomycetler aşırı duyarlılık pnömonisine (çiftçi akciğeri) neden olabilir.
Actinomyces
Actinomyces’ler toprak saprofiti ve ağız florası elemanıdır. İnsanlarda aktinomikoza neden olurlar. *A. israelii insanı enfekte eden en yaygın tür. A. naeslundii ve A. odontolyticus gibi diğerleri nadir patojenlerdir.
patogenez
Enfeksiyon çoğunlukla endojendir ve diş çekimi gibi travmaları izler. Kronik süpüratif ve granülomatöz bir hastalık oluşturur. Fibrozis ve doku yıkımı gelişir. Ağızda anaerobik bir niş içinde ürer, inflamatuar yanıta neden olur ve irin içeren ağrısız, sert şişlik oluşturur. Sinüs meydana gelir ve dışarıya *sarı sülfür granülleri içeren bir akıntı boşalır.
Enfeksiyon, kemikler dahil komşu organlara yayılabilir ve doku yıkımına neden olabilir.
Servikofasiyal aktinomikoz: Bu en yaygın formdur ve genellikle ağrısız, yavaş büyüyen, kutanöz fistüllü sert bir kitle olarak ortaya çıkar ve yaygın olarak yumrulu çene olarak bilinir.
Diğer formlar nadirdir.
Karın formu: Bağırsak ameliyatı veya apandisit gibi diğer bağırsak rahatsızlıklarına bağlı olarak oluşur.
Pelvik form: Rahim içi kontraseptif cihaz yerleştirilmesini takiben gelişebilir.
Yaygın form: Hematojen yayılım ile Akciğerler ve karaciğere yayılır çoklu nodüller oluşur.
Beyin apseleri, kemik yıkımı ve yumuşak doku enfeksiyonları görülür.
*Diş çürükleri, periodontal hastalıklar A.naeslundii ve A. odontolyticus kaynaklıdır.
Laboratuvar
Etkilenen bölgeye bağlı olarak sinüslerden veya fistüllerden akıntı, nadiren bronkoalveolar lavaj, balgam veya doku kesitleri toplanır.
Mikroskopi
Püy örneği test tüpünde tuzlu su içinde iyice yıkanır ve kumlu, beyaz veya *sarımsı sülfür granülleri içeren tortu toplanır. Granüller iki lam arasında ezilir ve smear yapılır.
Gram boyama (Kahverengi–Brenn modifikasyonu): gram pozitif filamentli (mantar hifalarına benzeyen) basillerdir
Direkt örnekten tespit için: türe özgü monoklonal antikorlar kullanan floresan antikor testleri kullanılabilir.
Türe özel problar kullanılarak floresan in situ hibridizasyon (FISH) yapılabilir.
Kültür
Kükürt granülleri içeren irin yıkanır ve anaerobik olarak Thioglycollate broth ve beyin kalp infüzyon agar (BHI)’a ekim yapılarak 37°C’de inkübe edilir.
Thioglycollate broth: A. israelii tüpün altında kabarık toplara benzer üreme yapar. Bu hali ile diğer türlerden ayırt edilebilir (A. bovis tek tip bulanıklık üretir)
Beyin kalp infüzyonu (BHI) agar: 48 saatte 10 gün içinde genişleyen ve yığılan küçük örümcek kolonileri oluşturur.
Tür Tanımlamada kullanılan yöntemler:
Biyokimyasal reaksiyonlar
Glikoz metabolizması ürünlerinin tespiti için gaz-sıvı kromatografisi (GLC)
PCR-RFLP gibi Moleküler yöntemler
Nocardia
Nocardia türleri (adını Edmond Nocard, 1898’den almıştır) Actinomyces’e benzer gram pozitif dallı filamentli basillerdir; ancak, aerobik ve aside dirençlidir. Çevresel saprofitlerdir. Birkaç (dokuz) tür insanda hastalık yapar. N. asteroides yıldız şeklindeki kolonilerinden dolayı böyle adlandırılmıştır. *N. asteroides ve N. brasiliensis en yaygın türüdür.
Patoloji ve Patogenez
Nocardiosis dünya çapında görülür. Erkeklerde daha sıktır. Nocardia’nın doğal yaşam alanı toprakdır.
Bulaş: Parçalanmış bakteri filamentlerinin solunmasıyla olur. Sonra yayılabilen pulmoner nokardiyoz gelişimine yol açar. Genellikle N. asteroides, N. farcinica ve N. pseudobrasiliensis ile ilişkilidir.
Genellikle N. brasiliensis, N. asteroides deriden girerek çeşitli deri ve deri altı belirtilerine (örn. miçetoma) yol açar. Kişiden kişiye yayılma bilinmemektedir.
Nokardiyozda karakteristik histoloji, granülasyon dokusu ile çevrili, yaygın nötrofil infiltrasyonu ve belirgin nekrozlu bir apsedir.
Risk faktörleri
Hücre aracılı bağışıklık, hastalığın kontrolünde önemli bir rol oynar. immün sistem bozukluğu olan hastalarda enfeksiyon yapar. AIDS, kortikosteroid tedavisi, organ nakli ve tüberküloz gibi.
Klinik bulgular
Nocardiosis Lobar pnömonisi, pürülan balgam ve öksürük ile karakterizedir. Nadiren komşu dokulara yayılarak
perikardit, mediastinit, larenjit, oluşturur.
Ekstrapulmoner (Dissemine) Nocardiosis genellikle Pulmoner nocardiosisli hastalarında kan yoluyla yayılımla olur. Genellikle subakut apse olarak ortaya çıkar.
En sık beyin etkilenir, deri, böbrekler, kemik ve kas takip eder. Beyin apseleri genellikle multiloküledir. Menenjit nadirdir.
Aktinomycetoma
*Etkenleri Nocardia, Actinomadura ve Streptomyces. Genellikle tropikal ülkelerde görülen Mycetoma, ayak *(madura ayağı) ve ellerin deri altı dokularını etkileyen kronik granülomatöz bir durumdur. Deri altı nodüleri, çoklu sinüsler granül içeren deşarjlar görülür.
Organizma, kirlenmiş toprağa maruz kaldığında deri yoluyla girer.
Laboratuvar Teşhisi
Balgam veya apseden irin ve granüller toplanır. Deşarjda bulunan granüller (aktinomisetoma durumunda olduğu gibi) sinüslere basılarak steril şartlarda toplanır.
Doğrudan Mikroskopi
Gram boyama (Kahverengi–Brenn modifikasyonu): gram-pozitif dallanmış ve filamentli basiller ortaya çıkarır. Filamentleri boncuklu olduğu için düzensiz boyanır.
Balgam incelemesi, bazıları dallanan basilleri içeren lenfosit ve makrofajlar görülebilir.
Renk giderici olarak %1 sülfürik asit kullanılarak modifiye asit hızlı boyama (Kinyoun yöntemi): Nocardiae kısmen *aside dirençlidir, Dallanmış ve filamentli *kırmızı renkli aside dirençli basiller olarak görünür.
Granüller, dallanan filamentli basillerden oluşan mikrokolonilerdir.
Kültür
Nocardia, zorunlu aerobtur.
Mantarlara benzer üreme görülür. beyin kalp infüzyon agar ve Sabouraud dekstroz agar (SDA) da, 2 gün- 2 hafta 37oC’de inkübe edilerek üretilir. Koloniler kremsi, buruşuk, pigmentli (turuncu veya pembe renkli) yün yumağı görünümünde ve ortama sıkıca yapışıktır.
Lowenstein–Jensen besiyeri: Nemli tüysüz koloniler üretir
Nocardia türleri hareketsizdir, katalaz pozitiftir.
biyokimyasal testlerle tür tanımı yapılır.
Tedavi Nocardia Sülfonamid veya kotrimoksazol. ,
Enfeksiyonun türü ve şiddetine göre tedavi süresi 2ay -12 ay.
Aktinomadura
*Aktinomadura, aktinomisetomanın en sık nedenidir.
Actinomadura madurae ve A. pellettieri önemli türlerdir
A. pellettieri kırmızı renkli diğerleri sarı-beyaz granüller üretir.
Granül içeren numunelerin mikroskopisi, dallanan filamentli basilleri ortaya çıkarır.
Koloniler kültürde 48 saat sonra seyrek havasal büyüme ile *molar diş görünümüne sahiptir
LISTERIA MONOSİTOGENES
Listeria monocytogenes, özellikle yenidoğanlarda, hamile kadınlarda ve yaşlılarda ciddi enfeksiyonlara neden olan, her yerde bulunan, gıda kaynaklı bir patojendir.
Kuşlar asemptomatik taşıyıcıdır. Koyun ve sığırlarda hastalığa neden olur.
İnsana bulaş en sık neden kontamine gıdalardır. Ayrıca *anneden fetüse geçiş mümkündür.
Yenidoğan ve yaşlılarda sık
Soğutmaya (4°C) dayanıklıdır. depolanmış gıdalarda, özellikle eski yumuşak peynirlerde, paketlenmiş etler, süt ve soğuk salatalarda yaygındır.
Klinik bulgular
Neonatal listeriyoz:
**Hamile kadınlardan geçişle fetüste düşük, erken doğum gibi fetal komplikasyonlar görülebilir. Annede grip benzeri semptomlar, bakteriyemi ve nadiren menenjit.
Yetişkinler: Bakteriyemi ve menenjit gibi belirtiler üretir.
risk grubu immün süperse kişilerdir.
Gastroenterite neden olur.
Laboratuvar Teşhisi
Toplanan numuneler BOS, kan ve amniyotik sıvıdır.
Gram pozitif kısa kokobasil, genellikle difteroitlerle karıştırılır. Katalaz pozitiftir.
*25oC’de yuvarlanarak hareket eder. Ancak 37oC’de hareketsizdir.
triptikaz soya besi yerinde *4oC’de soğuk zenginleştirme yapıldıktan sonra ağar plaklara ekilip 37oC’de inkübe edilir. %10 tuz ve düşük pH varlığında üreyebilir.
L. monocytogenes, diğer Listeria türlerinden aşağıdaki özelliklerle ayrılır:
Staphylococcus aureus’a dik açıyla çizgi çizildiğinde pozitif bir CAMP testi pozitiftir.
Glikoz, maltoz, L-ramnoz ve alfa metil D-mannozid fermente ederek gazsız asit üretir.
korunma:
gıdaların iyice pişirilmesi, gıda hijyeni kuralları ve sütlerin pastörizasyonu.
ERYSİPELOTHRIX RHUSİOPATİYA
Erysipelothrix rhusiopathiae (veya E. insidiosa) hayvanlarda ve balıklarda yaygındır.
İnsana, hayvanlardan veya hayvansal ürünlerden bulaşır.
Yüksek risk grupları, mezbaha çalışanları, kasaplar ve balıkçılardır.
Erysipeloid: Erysipelothrix’in en yaygın insan enfeksiyonudur. *Şiddetli ağrılı irinsiz morumsu şişlikler görülür. İrinin olmayışı irinli stafilokok ve streptokok enfeksiyonlarından ayrımda kullanılır.
Nadir klinik formlar, yaygın kutanöz form ve endokarditli bakteriyemidir.
Laboratuvar Teşhisi
Gram boyama: E. rhusiopathiae tek tek, kısa zincirler veya uzun dallanmayan filamentöz gram pozitif basildir.
Kültür: Kanlı agarda küçük şeffaf parlak alfa-hemolitik koloniler üretir
Katalaz , oksidaz ve indol negatiftir. üçlü şekerli demir agar (TSİ) üzerinde hidrojen sülfür üreterek siyah renk oluşturur.
Micrococcus
Micrococcaceae familyasındaki bir bakteri cinsidir. Micrococcus, çevrede bulunur. su, toz ve toprak. Gram-pozitif koktur. dörtlü paketler halinde görülür. Katalaz, oksidaz pozitif, indol ve sitrat negatiftir.
M. luteus (sarı) ve M. roseus (kırmızı) gibi bazı Micrococcus türleri, mannitol tuzlu agar üzerinde renkli koloniler üretir.
patogenez
Micrococcus’un genellikle kommensaldir. ancak HIV gibi bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda fırsatçı bir patojen olabilir.
Corynebacteria
Doğada yaygındır. Rezervuarı insandır.
Gram pozitif basildir ve pleomorfizm gösterir. Sporsuz, kapsülsüzdür ve hareketsizdir. mikroskopta VY* harfleri gibi dizilirler. Mikroskopta *çivi yazısı görünümdedir. Basillerin uçları boncuklu bir görünüme sahiptir. Bu hücre içi polimerize fosfatın depolanması ile oluşur.
Granüller lekeler şeklinde görülür.
Neisser metilen blue gibi boyalarla metakromatik boyanır. (kırmızı hücrelerde mavi granüller)
Albert boyama yönteminde basiller yeşil uçlardaki boncuklar (inklüzyon cisimleri) siyah görünür.
Corynebacterium, Mycobacterium ve Nocardia spp. ile ortak bir mikolik asit *içeren hücre duvar yapısı ve kord faktörüne sahiptir. Bakterinin yapışıp çoğalmasında, immün globülinleri eriten proteolitik bir enzim olan diphtin maddesi ve nöramininidaz rol oynamaktadır.
Başlıca virülans faktörü toksinidir. A (aktif ), B(bağlanma) parçalarından oluşur. protein sentez inhibisyonu yapar.
Katalaz pozitif oksidaz negatiftir. hareketsizdir. C. ulserans ve pseudotuberculosis üreaz pozitif. C difteri negatiftir. poyrazinamidaz testi üçü içinde pozitifdir.
Bulaş:damlacıkladır. Enfekte insanlar ve taşıyıcılardan aeresoller aracılığıyla bulaşır. Direkt temasla bulaş nadirdir.
Çoğu kommensal olarak bulunur.
Çocukluk çağı difterisi etkeni *Corynebacterium difteri önemli bir patojendir.
Sınıflandırma:
Serotyping: ısı stabil polisakkarit antijenleri, ısılabil protein antijenleri ve mycolik asit antijenleri bazında serotiplendirme yapılır.
Bacteriopfaj, Bacteriocin tiplendirmesi yapılır.
Ayrıca moleküler yöntemle sınıflandırma yapılır. (PFGE)
Toksin:
Beta faj adı verilen bir fajla kodlanır. Bakteri faj taşıdığı sürece toksin üretir.
C. gravisin tümü, C.mitisin %85 i, C. intermedius’un %95den fazlası, toksin üreten tuşlar içerir. C. belfanti, C. ulcerans, C. pseudotuberculosis de toksin üretir.
Kültür ve tanımlama
Fakültatif anaerobdur. Kültür için kanlı agar, *Löffler serumu ve potasyum tellüritli besiyeri kullanılır. Potasyum tellüritli besi yeri seçicidir. boğaz flora elemanlarını inhibe eder. C. defteri tellüriti metalik telliriuma çevirir. siyah koloniler oluşur.
Patojen türlerin ayrımında biyokimyasal testler ve toksin gösterilmesi gereklidir. Non patojen tür boğazda ve deri florasında yaygın olarak bulunur.
Toksin gösterilmesi :
Hayvan testi: bir gün önce antitoksin verilen ve verilmeyen iki kobaya hastadan izole edilen kültürden cilt altı enjekte edilir. Antitoksin verilmeyen 4 gün sonra ölürse bakteri toksin salgılıyordur.
Diğer bir test türü, kobayın birine bir gün önce antitoksin verilir. iki kobaya cilt altı kültür injeksiyonu yapılır. 4 saat sonra antitoksin verilmeyen kobayada intraperitoneal antitoksin verilir. her iki hayvanda ölmez ancak sonradan antitoksin verilen hayvanın bakteri kültürü enjekte edilen bölgesinde nekroz oluşursa test pozitiftir. Bakteri toksin salgılıyordur.
Virülanstan sorumlu olan eksotoksin *Elek jel testi ile gösterilir. Bu testte, difteri antitoksini içine batırılmış bir filtre kağıdı, besi yerine yerleştirilir. Test suşu olan C. diphteriae filtre kağıdı şeridine dik açı ile agara ekilir. 37 ° C’de 24 saat inkübe edildi. presipitasyon çizgileri görülür.
Toksin tespiti için, enzime bağlı immünosorbent analizleri (ELISA), immünokromografik şeritler, polimeraz zincir reaksiyonuna dayalı hızlı bir tanı testi kullanılabilir.
Patojenite:
boğaza lokal yerleşir. bakteriyemi yapmaz.toksini kanla dalaşıma girer. cilt hariç, tüm lokal ve sistemik patolojik etkisini toksini ile gösterir. Ciltteki etki bakterinin kendisinden kaynaklar. C. diphtheria, difteri hastalığının ajanıdır.
Genellikle üst solunum yolu mukozasında Yerleşir.
Bu toksinin geni bakteriyofajlar tarafından taşınır. Ökaryotik hücrelerde protein sentezini engeller.
Makroskopik olarak solunum mukozasında gri renkli yapışkan *pseudomemranlar gözlenir. Bu solunum yolunu tıkar ve hasta asfiksiden ölür.
Toksin kan dolaşımına geçtiği zaman sinir sistemini kalbin motor sinirlerini sistemik olarak etkiler.
*Toksin formaldehit ile muamele edildiğinde toksoid hale gelir. Bu profilaktik immunizasyonda (aşı) kullanılır.
Atlara toksin verilerek antitoksin hazırlanır. toksin nötralizasyonu için kullanılır.
Aşı toksoid olduğu için cilt enfeksiyonuna karşı korumaz. taşıyıcı eliminasyonuda yapmaz.
Tedavi ve korunma
Akut fazda havayolunu açık tutmaya yönelik destek önemlidir.
Toksinleri nötralize etmek için *antitoksin
Organizmayı öldürmek için *penisilin kullanılır.
Antibiyotikler toksinin yayılmasından sonra az etkilidir fakat bakterinin toksik odaklarını elimine eder.
Epidemik salgınlarda taşıyıcılara penisilin veya eritromisin verilir.
Difteriden korunmada immünizasyon son derece etkilidir. immuniteyi göstermede özel testler kullanılır (schick testi).
**Schick testi
Kan serumunda difteri toksinine karşı oluşmuş antikorların varlığını göstermek için kullanılan test. toksin önkolunun derisi içine enjekte edildiğinde, herhangi bir tepki gelişmezse serumda difteri toksinine karşı antikor olduğundan, toksinin nötralize edildiği düşünülür. Enjeksiyondan 12-24 saat sonra bu bölgede yaklaşık bir hafta varlığını sürdüren kızarık bir şişlik görülür. Bu, difteri toksininin dokuda yarattığı nekrotizan (öldürücü) etkiye karşı vücudun gösterdiği tepkidir.
Diğer corynebacteria’lar
Metakromatik granülleri yoktur.
Toksin salgılamazlar.
Corynebacteriaum ulcerans, defteriye benzer boğaz lezyonlarından sorumludur.
C. jeikeium: immun direnci düşüklerde menenjit, endokardit yapar. Genellikle çoklu antibiyotik direnci vardır ve yalnızca vankomisine duyarlıdır.
C. matruchotti El kırbacına benzer görünümdedir. (çomak şeklinde bakteriler)
Basilin yapısı difteriye benzer bu nedenle difteroid olarak isimlendirilir (C. hofmanni, C. Xerosis).
Konjonktiva ve cilt florasında bulunur, immun sistem baskılanması durumunda fırsatçı patojendirler. (endokardit, prostetic kapak).
Rickettsiaceae Ailesi
Gram negatif, hareketsiz, pleomorfik yapıda, zorunlu hücre içi paraziti (R.quintana dışında).
Morfolojik olarak prokaryotlara benzerler.
Antibiyotiklere duyarlıdırlar.
Bit, pire, kene, mite ve aerosolle bulaşır. kene ve mite transovaryal bulaşır.
Eklem bacaklılarda (artropotlar) vektör veya primer konaktır.
Rickettsia cinsi
Gram boya ile kötü boyanır. zayıf gram negatifdirler. Giemza, Castaneda ve Macchiavello boyaları ile daha iyi boyanırlar.
*Embriyonlu yumurta, doku kültürleri, laboratuar hayvanları ve eklem bacaklılarda üretilebilirler.
Küçük kan damarlarının endotel hücrelerini tercih ederler.
Direkt fagositozla hücre içine girer, fosfolipaz enzimi ile fagozomdan kurtularak sitoplazmaya yerleşir.
Normal çevre şartlarında, hücre dışında yaşayamazlar.
-70 C’de süt veya serum içinde uzun süre, 35 C’de birkaç saat,
+4 C’de bir hafta canlı kalır.
Genus rickettsia
*Benekli Ateş grubu (Lekeli Humma): R.rickettsii, R.sibirica, R.conorii, R.australis, R.japonica, R.akari ve sayısız nonpatojen türler.
*Tifüs grubu: R.prowazekii ve R.typhi
*Çalılık Tifüs grubu: R.tsutsugamushi
*Q ateşi grubu: Coxiella burnettii
*Siper ateşi grubu: Etken Bartonella(Rochalimaea) quintana’dır
Antijenik yapı
Riketsiya da gruba özgü antijenler lipopolisakkarit antijenleri kapsüler yapıda, Türe özgü antijenler dış membran proteinleri hücre duvarında bulunur.
Virülans
Riketsiyalar endotel hücrelerine yerleşerek vaskulit meydana getirirler.
Klinikte deri döküntüsünden organ kanamalarına kadar değişebilen bir tablo oluşur.
zorunlu hücre içi parazitidirler. konak hücreye bağımlı olmasada bazı enzim eksiklikleri vardır. Ayrıca kendi ATP lerini üretmelerine rağmen konak hücreninkini kullanmayı tercih ederler.
BENEKLİ ATEŞ GRUBU:
Temel patoloji deri ve iç organlarda yaygın vaskulitlerin görülmesidir.
Kayalık Dağlar Ateşi (Rocky Mountain Spotted Fever)
R.rikettsii’nin neden olduğu, ABD’de endemiktir
Tedavi edilmezse ölüm oranı %10-25 ulaşabilir.
Keneler, küçük kemiriciler, vahşi ve evcil hayvanlar doğal konaklardır.
İnfeksiyonun geçişinde İxoides grubu sert *keneler rol oynar.
İnsandan insana geçiş olmaz
Klinik
Makülopapuler döküntüler, peteşiler.
Yaygın vaskülit sonucu nekroz, şok ve ölüm görülebilir.
Tanı
Kandan izolasyonu ancak özel merkezlerde yapılır.
indirekt hemagglütinasyon ve lateks aglütinasyon kullanılmaktadır.
Kontrol
Vektörlerin bulunduğu alanda koruyucu kıyafet kullanılmalıdır.
Bedene yapışan kene ezilmeden uzaklaştırılmalıdır.
Riketsiya Çiçeği ve Veziküler Riketsiyozlar (Rickettsial Pox) :
Etken R.akari’dir.
*mite (akar)’larla bulaşır.
Riketsiya çiçeği lokalize skar dokusu ve *papuloveziküler döküntü ile karakterize benign bir hastalıktır.
skar dokusundan alınan örnekte R akari görülür.
Tanıda klinik ve serolojik testler.
Kontrol, Kemirici ve akar kontrolü
insandan insana geçiş yoktur.
TİFÜS GRUBU
Bu grupta epidemik tifüs, Brill-Zinsser ve fare tifüsü hastalıkları yer alır.
Epidemik tifüs :
Vektör insan baş ve vücut *bitleri.
Etken *R.prowazekii
İnkübasyon süresi 10-14 gündür.
baş ağrısı miyalji deri döküntüleri görülür. pnomoni, konvülsyon santral sinir sistemi bulguları, renal yetmezlik gelişebilir.
Mortalite yüksektir (tedavisiz %20) .
Bitler infekte kanı emdiklerinde etkeni alır ve dışkılama sırasında deri üzerine bırakırlar. mikroorganizma kaşınma ile zarar gören ciltten girer.
Bitler kenelerden farklı olarak bakteriyi *yumurtalarına geçirmezler ve 1-3 hafta içerisinde ölürler.
Ölü, canlı ve attenüe aşıları vardır. epidemilerde kullanılır.
Primer infeksiyon sonrası kalıcı bağışıklık oluşur.
Tanı klinik bulgular ve serolojik testler (immunfloresan antikor testi
Brill-Zinsser hastalığı:
Primer olarak epidemik tifüs geçiren kişilerde yıllar sonra ortaya çıkar ve tekrarlayan latent bir hastalıktır.
Kliniği epidemik tifüse göre daha ılımlıdır. komplikasyon ve ölüm görülmez.
Mikroimmun floresan testi yaygın kullanılır.
Korunma: epidemik tifüsün önlenmesi.
Fare Tifüsü (Endemik Tifüs):
Etken R. typhi, taşıcı fare nadiren kedi piresidir.
pire ısırığından çok pire dışkısından ciltten kaşıma ve kuru dışkının solunması ile geçer.
inkübasyon süresi 1-2 haftadır.
semptomları ani ateş, başağrısı, hastaların yarısında yaygın deri döküntüsü, halsizlik ve myaljidir. Daha ılımlı seyreder.
Tedavisiz 2 haftada iyileşir. ölüm oranı %2’dir.
Mikroimmun floresan testi ve kompleman birleşme testi tanıda kullanılır.
Çalılık Ateşi (Tsutsugamushi Hastalığı):
Etkeni *R. tsutsugamushi (R.orientalis)
En yaygın görülen türdür. Doğu ve güneydoğu Asya ve büyük okyanus adalarında görülmektedir.
Trombiculid cinsi mitelarla (akar) geçer.
Akarın ısırdığı yerde skar, bölgesel lenf nodu büyümesi, makülopapüler döküntü üçlüsü tipiktir.
ateş, baş ağrısı, miyalji, öksürük, GİS semptomları görülür.
komplikasyon olarak ensefalit, ve akciğer tutulumu görülebilir.
ölüm %5-15 (murrey)
Coxiella
Q Ateşi:
Etken* Coxiella burnetii’nin
Hücre içinde fagolizozomlarda çoğalırlar.
UV, kuruluk ve ışınlara dayanıklıdır.
vahşi hayvanlar ve keneler rezervuar.
bulaş: genelde hayvan dışkı ve idrarı ile kirlenmiş bulaşlı toz partiküllerinin solunması, çiğ süt içilmesi, deri ve mukozalardan.
Nadiren transplasental ve kan transfüzyonu ile geçer.
Kinik: asemptomatikten pnömoni, uzayan ateş, endokardit, perikardit, ve hepatite kadar değişir. kardiak ve düz kas oto antikorları indüklenir.
2-3 yıl latent kalabilir.
Diğer riketsiyözlerin aksine deri döküntüsü görülmez.
Ölüm oranı %1 civarlarındadır.
Tanı:
küçük gram negatif kokobasil. rutin besi yerlerinde üremez. 3. seviye güvenlik kabininde çalışılır.
hamster, kobay gibi hayvanlarda üretilir. insan akciğer fibroblast hücre kültürleri üretim için kullanılabilir.
antikor testleri en yaygın kullanılır. IFA, kompleman fiksasyon, moleküler yöntemler kullanılabilir.
korunma:risk grubuna inaktif aşısı yapılır.
süt pastörizasyonu hayvan bakımında hijyen kurallarına dikkat.
Ehrlichiosis:
Lökositlere tropizm gösterir.E.sennetsu ve E.canis insanlarda hastalığa yol açmaktadır.
E. Sennetsu riketsiyozu: ateş, lenfadenopati ve atipik lenfositozla gider. Deri döküntüleri nadirdir.
Kobay inokulasyonu veya spesifik immunuserolojik testler tanıda kullanılır.
tedavi edilmese de iyileşir. Sekel bırakmaz.
Kenelerin bu bakteriyi taşıdıkları düşünülmektedir.
Bartonellaceae
Gram negatif basil. yavaş ürer. Hücreiçi, fakültatifdir.
tanısı: kan, lenf ve cilt biopsileri.
Wardiin-Starry silver nitrate ve immuno floresan boyama kullanılır.
kanlı agarda 12-15 (45) gün inkübe edilir. Bartonellaceae bacilliformis 30 oC da diğerleri 37oC da ürer. antikor incelenmesi ve PCR yapılabilir.
Üç tür önemlidir. Bartonellaceae henselae: Bartonellaceae bacilliformis, Bartonellaceae quintana
Bartonellaceae. haenselae: kedi tırmalaması ve ısırığı ile geçer.
Tipik kedi tırmalaması hastalığı: bölgesel lenfadenopati gelişir. ağrılı eritematöz papül ve püstül olur.
Atipik türünde hepatit, retinit, dalak enfeksiyonu
Bartonella bacilliformis
Zenginleştirilmiş besiyerlerinde ürerler.
Kum sineği (Tatarcık) ile taşınırlar.
Oroya ateşi yada anemisiz sistemik enfeksiyonlar. hepatosplenomegali, lenfadenopati ve hemorajilerle karakterizedir.
Verrugo peruana: cilt lezyonları ile seyreder.
Bartonella(Rochalimaea)
Siper Ateşi:
İlk I. dünya savaşında görülmüş.
Etken Bartonella(Rochalimaea) quintana’dır.
Vücut biti ile bulaşır.
*Sentetik besiyerinde üreyebilen tek riketsiya türüdür.
Ateş ve döküntülü bir tablo oluşur. 3-5 hafta içinde kendiliğinden iyileşir.
Hasta kanı eritrositli ve serumlu jeloza ekilerek izole edilebilir.
İmmünfloresans testi de kullanılabilir.
KLAMİDYALAR (Chlamydia )
Üreme evreleri diğer bakterilerden farklı
zorunlu hücre içi parazitidirler:
Hem DNA ve hem de RNA içermeleri, Bölünerek çoğalmaları,
Gram negatifler gibi sert bir hücre duvarına sahip olmaları,
Ribozom ve metabolik enzimlerinin bulunması
Antibiyotiklere duyarlı olmalarından dolayı bakteriler arasında yer alırlar.
zorunlu hücre içi olmaları
yapay besi yerlerinde ürememeleri,
İnfekte ettikleri hücre sitoplazmalarında inklüzyonlar oluşturmaları ile virüslere benzerler.
LPS leri cinse özeldir patogenezde rol oynar. Fibrozisde rol alan TNF alfa ve sitokin salınımına neden olurlar.
Tür özel protein antijenler: tiplendirmede kullanılır.
serovar özel dış mebran antijenleri serotiplendirmede kullanılır.
membrane complex proteinleri, type Ill secreter sistem ve ısı şok proteinleri patogenezde rol alır.
Clamidyaların squamous epitel, makrofaj ve solunum yoluna tropizmi vardır.
Üreme sırasında farklı iki formu vardır.
*Elementer cisimcik: konak hücre dışında canlılığını sürdürebilen infeksiyöz şekillerdir.
*Retiküler cisimcikler: replikatif formdur. infeksiyöz değillerdir.
Riketsiyalar fagositoz, pinositoz veya endositoz hücreye girer.
elementer cisimcik
özgül reseptörlere bağlanıp konak hücre tarafından fagosite edilirler. 7-8 saat içinde yapısal değişime uğrayarak retiküler cisimcik haline geçerler. Bunlar içinde nükleer fibril ve ribozomlar bulunan cisimciklerdir.
Bu iki oluşum arasında ara cisimcik denilen bir evre yaşanmaktadır.
Retiküler cisimcikler
Çekirdeğin yanına, golgi bölgesine göç ederler.
İnfeksiyondan 18-20 saat sonra ikiye bölünerek çoğalırlar ve elementer cisimciğe dönüşürler.
Oluşan yeni partiküller vaküolü doldurur, hücre sitoplazmasında inklüzyon cisimcikleri oluşur.
İnfeksiyöz elementer cisimcikler vaküolu parçalar ve hücre dışına yayılarak diğer hücreleri infekte eder. döngü tekrarlar.
Bütün bu gelişme dönemleri klamidya türlerine göre 48-72 saat içinde tamamlanır.
Hücre duvarları gram negatif hücre duvarına benzer.
Penisilin bağlayıcı proteinler vardır,
Gram reaksiyonu negatif olup, tanı için anlam taşımaz.
Giemsa, Macchiavello ve Castanade yöntemleri ile boyanırlar.
Giemsa ile Elementer cisimcikler mor, Retiküler cisimcikler ile sitoplazması mavi renge boyanır.
Kompleman fiksasyon ve immunofloresan yöntemlerle belirlenen cinse ve türe özgül antijenleri vardır.
Enerji paraziti
retiküler cisimcikler metabolik olarak aktifdir. enfeksiyon değildir. ETZ de enzim eksikliği nedeni ile ATP sentezlemezler yaşamak için konak hücrenin ATP’sine gereksinim duyarlar.
Yalnız canlı hücre içinde çoğalırlar.
Özel hücre kültürlerinde, embriyonlu yumurta sarı kesesinde veya deney hayvanlarında üretilebilirler.
Isıyla hızlı şekilde inaktive olurlar.
Eterle 30’dk da, fenolle 24 saatte inaktive olmalarına rağmen, klorlanmış yüzme havuzunda 24 saat canlı kalırlar.
antijenik yapılarına, intrasellüler inklüzyonlarına, sülfonamidlere duyarlıklarına ve yaptıklara hastalıklara göre
*Chlamydia trachomatis,
*Chlamydia psittaci ve
*Chlamydia pneumoniae
olmak üzere 3 patojen tür altında toplanmıştır.
C.trachomatis:
Daha çok mükoz membranlarda lokalize infeksiyonlara neden olur.
Bulaş yolu infekte kişilerin göz sekresyonlarının direkt veya indirekt (havlu, kara sinekler vs) temasıyla veya *Seksüel temasla
*doğum sırasında infekte doğum kanalından yenidoğana bulaşmaktadır. yenidoğan konjenital oküler hastalıkları
yaptığı hastalıklar:
*trahom (serovar A,B,Ba,C)ve *lenfogranuloma venerum (serovar L1-L3)hastalığını yapar.
Trahom göz konjuktivasının bulaşıcı ve granülasyonlu iltihabıdır. Görme bozukluğu ve körlükle sonuçlanabilir. Düşük sosyoekonomik düzeye sahip topluluklarda yaygındır.
Lenfogranuloma venerum (LGV, lenfogranuloma inguinale) hastalığı ise sadece insanlarda, genelde tropikal ve subtropikal bölgelerde görülen, cinsel ilişki ile bulaşan bir hastalıktır.
I aşama:penis ve vulvada papül, vezikül ve ülserler gelişir.
II. aşama: inguinal lenf notlarının genişlemesi ile bubonlar oluşur. füsülize olurlar. ateş, baş ağrısı gibi sistemik bulgular gelişir.
ııı. aşama: lenfatik drenajla vulva ve scrotumda elefantiasis meydan gelir.
C.trachomatis ayrıca erkeklerde non-gonokoksik üretritlerin %30-60’ından sorumludur.
Cinsel temasla bulaşır.
Komplikasyon olarak prostatit, epididimit ve Reiter Sendromu gelişebilir.
Anneden bebeğe geçerek yenidoğanda konjunktivit, bronşiyolit ve pnömoni tablosu oluşturur.
Reaktif artrit,(Reiter sendromu): konjpnktivit, üretrit, servisin, artrit, mukokutenöz lezyonlar.
Büyük eklemleri tutar. Hastalar çoğunlukla HLAB27 antijeni ne sahiptir.
Tanı
klinik tanısı güçtür:
Antijenlerin belirlenmesi,
Hücre kültüründe izolasyon
serolojik tanı yöntemleri
Biyopsi örneklerinde Giemsa ve immünfloresan boyama yöntemleriyle* intrasitoplazmik *inklüzyon cisimcikleri aranır.
mikroimmünfloresan, ELİSA (en yaygın) ve PCR uygulanır.
C.psittaci
*Psittakoz (Papağan hastalığı),
Doğal konakçısı papağan türü kuşlardır.
İnfekte kuşlardan insanlara bulaşarak atipik pnömoni yapar.
Hastalık kümes hayvanları, güvercin, yaban ördeği, hindi gibi kanatlılarda görüldüğünde ornitoz ismini alır.
Psittakoz ve ornitozun klinik ve patolojik özellikleri aynıdır.
kuşların infekte çıkartılarının solunumuyla bulaşır ve dünyada yaygındır. Her mevsim sporadik görülür.
Kuş besleyenlerde ve kümes hayvanı işlenen kuruluşlarda salgınlar olabilir.
Tanıda izolasyon ve serolojik yöntemlerden faydalanılır.
Tedavide tetrasiklin ve makrolitler tercih edilir.
İnsana hastalık bulaştıran infekte kuşlar imha edilmelidir.
C. pneumoniae:
*Yalnız insanlarda patojendir ve pnömoni ve bronşit yapar.
İnsandan insana direkt bulaşır. Kesin olmamakla birlikte solunum salgıları ile bulaşmaktadır.
Oluşan antikorlar koruyucu değildir.
Tanı izolasyon ve serolojik yöntemlerle konur.
4-6 yılda bir epidemiler yapar.
Mycoplasma (mikoplasma) ve Ureaplasma
**Hücre duvarları olmamasına rağmen canlı hücre dışında çoğalarak hayatlarını sürdürebilen en küçük bakterilerdir.
Ayrıca üremek için *sterole ihtiyaç duyan tek prokaryotlardır.
Pleomorfik özellikte olup, yuvarlak, yıldız, armut şeklinde, dallı, filamentöz yapıya kadar çeşitlilik gösterir.
Hücre duvarları olmadığından gram boyası ile boyanmazlar, gram negatifdirler.
hücre membranları üç tabakadır.
Bölünürken tomurcuklanma veya boncuk dizisi görünümü verirler.
M.pneumoniae kayma hareketine sahiptir.
Koloni görüntüsü *“sahanda yumurta” şeklinde tanımlanır.
Ureaplazmalar üreyi metabolize etme özelliğine sahiptir.
Mikoplazmalar ancak zenginleştirilmiş besiyerlerinde üreyebilirler.
Sıvı besiyerlerinde bulanıklık oluşturarak ürerler.
Mikoplazmalar nemli ısıya, ozmotik değişikliklere, dezenfektanlara duyarlıdırlar.
Yüzeyel infeksiyon oluşturur, nadiren kan ve dokulara karışırlar.
Hücre yüzeylerine yapışabilme yeteneğine sahip oldukları düşünülür.
Mikoplazma türlerinden 11 tanesi ağız boşluğunda, diş kavitelerinde, ağız flora elemanı olarak bulunurlar.
M.salivarium periodontal hastalıkları olan kişilerin diş boşluklarında sık rastlanan bir bakteridir.
M.orale, M.buccale, M.facium, M.lipophilum ise normal oral flora elemanlarıdır.
*M.pneumoniae ise **atipik pnömoni etkenidir.
*Genitoüriner sistemde en çok bilinenler M.hominis ve U. urealyticum’dur.
Asemptomatik olabilmesine rağmen, kadın ve erkek genital sisteminde infeksiyonlarda rol oynadığına dair kanıtlar vardır.
M.fermentans ve M.penetrans HIV taşıyıcılarında görülen türlerdir.
U.urealyticum üriner infeksiyon ve taşlarının (magnezyum amonyum fosfat) oluşumundan sorumlu bulunmuştur.
*PPLO veya SP4 gibi katı besiyerleri, üre ve fenol kırmızısı içeren sıvı besiyerlerine ekim yapılır.
Antikor titresinde artışın gösterildiği serolojik (ELİSA, indirekt immün floresan, soğuk aglütinasyon testi) yöntemler de kullanılabilir.
M.pneumoniae’nın sebep olduğu trakeabronşit, atipik pnömoni gibi hastalıklarda tetrasiklin ve eritromisin kullanılır.
U.urealyticum’un tedavisinde ise tetrasiklin ve kloramfenikol tercih edilir.
Spiroketler
İnsan sağlığı açısından Treponema, Borrelia, Leptospira cinsleri önemlidir.
Spiroketler gram-negatif, hareketli, ince, helikal kıvrımlı, yapıya sahip spiral şekilli bakterilerdir.
Diğer bakterilerden çok daha uzun ve incedir.
Hücrenin her iki kutbundan bulunan bir ya da daha fazla flagella ile hareket ederler.
Endoflajellalar ile kendi eksenleri boyunca ileri-geri, eğilip-bükülme ve burgu şeklinde dalgalanma hareketleri yaparlar.
Üretilmeleri zordur. Yavaş ürerler.
Hücre duvarları gram negatif bakteri hücresi yapısında olmakla birlikte Gram boyama yöntem ile iyi boyanmazlar. Bu nedenle karanlık alan veya faz kontrast mikroskobu ile, incelenir.
Karanlık saha mikroskobisi, floresan mikroskopta da kullanılabilir.
Treponema
*Treponema pallidum *sifiliz hastalığının etkenidir.
Türkiye’de Avrupa’dan (Frenk’den) gelen anlamında ‘*Frengi’ ismi ile de bilinir.
Cinsel aktivitenin fazla olduğu 15-30 yaş grubunda, homoseksüel erkeklerde, sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda daha sıktır.
Erkeklerde fazladır. *Cinsel ilişki ile bulaşır
ve anneden fetusa geçebilir.
Kan transfüsyonu ve laboratuvar kazası ile bulaş nadirdir.
üç evresi vardır.
Birinci Evre: Vücuda giren bakteri lenf ve kan yoluyla yayılır. İnkübasyon 10-90 gündür (ortalama 21 gün).
Bakterinin vucuda giriş yerinde, bir yada bir kaç *Şankr adı verilen kenarları belirgin, sert, yuvarlak-oval, tabanı temiz, sulantılı ve ağrısız bir yara oluşur.
Tek taraflı, deriye yapışık olmayan, ağrısız lenf bezi büyümesi de olabilir. Yara 3-6 hafta da tedavili ya da tedavisiz iyileşir. Yara kendiliğinden iyileşsede enfeksiyonun ikinci evreye geçmemesi için tedavi şarttır
İkinci Evre: Bakteri tüm vücuda yayılır. Şankırdan 1-6 ay sonra ateş, kas eklem ağrıları, halsizlik, baş ve boğaz ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı kusma gibi belirtiler ortaya çıkar.
İkinci evre boyunca deri döküntüleri yaralar görülebilir.
Döküntüler pürüzlü, kabarık, kırmızı, kırmızımsı kahverengi benekler şeklindedir. El avuç içlerinde ve ayak tabanlarında sıktır. Soluk ve kaşıntısızdır.
Bu döküntülere benzer şekilde ağız, yutak ve genital bölge mukozasında gri-beyaz plaklar şeklinde lezyonlar da görülür.
Sinir, eklem, karaciğer, göz, böbrek tutulumu olabilir. Tedavi edilmezse bir sonraki evreye ilerler.
Gizli ve Geç Evre: Bulguların kaybolur. Tedavi edilmezse herhangi bir bulgu vermeksizin yıllarca vücutta kalabilir.
Tedavi görmeyen vakaların %15’inde, geç evre enfeksiyonun başlangıcından 10-30 yıl sonra çok daha ciddi olarak ortaya çıkabilmektedir. Kas hareketlerinin koordinasyonunda güçlük, felç, hissizlik, körlük, ruhsal bozukluklar görülebilir.
Klinik bulgu olmasa da tanı testleri enfeksiyonu gösterebilir ve hasta bulaştırıcıdır.
Sifilizin geç evresi bulaştırıcı değildir. Tedavi edilmeyenlerde iç organları etkileyerek ölüme neden olabilir.
Tüm evrelerde sinir tutulumu olabilir. Belirtisiz yada yürüme ve denge bozukluğu, felçler, bunama, idrar kaçırma, konuşma bozukluğu gibi bulgular oluşturabilir.
**Hamile sifiliz hastaları fetusa bulaştırabilir. Hastalık erken doğum, ölü doğum ya da düşük doğum ağırlıklı bebeğe neden olabilir. Fetüste konjenital sifiliz görülebilir.
Gram boyama ile görülemez
*Giemsa, Negatif boyama (Çin mürekkebi) ile ışık mikroskopunda görülür
Lam-lamel arası preparat ile karanlık saha mikroskopunda/ faz-kontrast mikroskopunda görülür
İmmün floresan boya yöntemleriyle floresan mikroskopta görülür
serolojik tanı:
non-treponemal testler:
Venereal Diseases Research Laboratory (VDRL)*
Rapid Plasma Reagin (RPR) kullanılır. *
Sonuç pozitif ise
treponemal antijen ile hazırlanmış spesifik treponemal testler: Treponema pallidum Hemagglutination Assay (TPHA)*
Fluorescent Treponemal Antibody Absorption (FTA-ABS) *
ile doğrulanır.
VDRL ve TPHA testleri birbirlerini tamamlar ve bu iki testin birlikte kullanımı enfeksiyonun tüm safhalarını tanımlar.
VDRL ve TPHA testleri tarama testi olarak,
FTA-ABS testi ise doğrulama testi olarak kullanılmaktadır.
Borrelia
Enfekte *kene ve bitlerin ısırıkları ile insanlara ve hayvanlara bulaşır.
Borrelia burgdorferi kültürde Mikroaerofil ve anaerop koşullarda ürer
Diğer türlerin çoğunun kültürü yapılamaz.
Dünyada yaygın türler:
*Borrelia recurrentis: Epidemik Dönek Ateş
Çeşitli Borrelia türleri: Endemik Dönek Ateş
*Borrelia burgdorferi, B.garinii, B.afzelii : Lyme Hastalığı*
Leptospira
Doğada yaygındır. Kontamine sularda Aerop ortamda ürer.
Alkali ortamda uzun süre canlı kalır. Asit ortama kuruluğa, ısıya, dezenfektanlara, dayanıksızdır.
Leptospira interrogans serovar ictero- haemorrhagiae:
*Weil Hastalığı= İkterik Leptospiroz (sarılıkla seyreden)
L.interrogans’ın çeşitli serovarları :Anikterik Leptospiroz etkenidir.
Kesin laboratuvar tanısı: kültür, mikroskopi, serolojik testlerdir.